Dünyanın 10 Yerinden 10 Görkemli Kanal


Gemi ile seyahat etmek bir dönem çok popülerdi. Daha sonra bu halkça tutulma her popüler ürün gibi değer kaybetti ama son zamanlarda tekrar revaçlara oynamaya çalışıyor. Eee ne de olsa çok uygun seyahat yöntemi, kompakt ve işlevsel. Kime göre tartışılır elbette.

Ben oldum olası kanal-nehir seyahatlerini daha çok tercih etmişimdir. Hem yavaş ilerlemesinden, hem de daha özgün, az kalabalık ve keyifli olmasından dolayı. Bir zamanlar sulamadan lağım döşemine, erzak taşımadan ulaşım gibi pek çok amaç için kullanılan bu kanal-nehirler belli zamandır turizm içerikli temalar ile ön planda.

Gemi seyahatleri

 

Her ebatta olan bu kanallar, okyanusları birbirine bağlarken aynı zamanda şehirler arasında alternatif yolculuk imkânı da sağlıyor. Kanal denince ilk akla ister istemez Venedik geliyor oysa bile bence çok daha ön planda ve dikkat çekici kanallar var dünyamızda. Ancak Venedik’in öyle bir marka değeri var ki söz konusu herhangi bir kanal çok güzel olsa bile o ülkenin Venedik’i olarak alınmaktan kurtulamıyor. Bu güzel kanallar gezginlerin akıllarında daha bir kalıcı anılar bırakıyor. Pek sevmem ama ben de oturdum beni en çok etkileyen on kanalı sizlerle paylaşayım dedim. İşte benim hiçbir sıralama olmadan en beğendiğim on kanal listem.

St. Petersburg (Rusya)

Neva Nehir Deltasının bataklığı boyunca, 300km’lik ırmak kolları üzerine kurulu olan bu kanal en dikkat çekenlerin başında yer alıyor. St. Petersburg’un kanallarını deneyimlemenin en güzel yöntemlerinden biri tekneye binip granit rıhtım üzerine dizilmiş yüce binaları gözlemlemek. Özellikle Griboedov Kanalı şehrin yüreğinden akıyor ve rıhtımlarında pek çok saray, müze, katedral ve çan kulesi barındırıyor. Aslen 18. yüzyılda kazılan ve Griboedov’a dik akan Kryukov Kanalı özellikle çok zengin komşuları ile tanınıyor. En dikkat çekenler arasında insan yapımı Yeni Hollanda anlamına gelen Novaya Gollandia Adası, Marisnky Tiyatrosu ve Aziz Nikolas Deniz Katedrali. St. Petersburg’un sayısız kanalları ırmakları ve nehirleri arasında en dikkat çekeni ise hiç şüphesiz, kış sarayına yakın olan, Neva ve Moyka nehirlerini evlendiren Zimnyaya Kanavka (Kış) Kanalı. Hermitaj Müzesi’nin binaları arasından geçen bu kanal belki de St. Petersburg’un en renkli, romantik ve görsel zenginliği olan köşesi.

shutterstock_465494171

 

Bangkok (Tayland)

Bangkok’un nefes kesen kanalları yani Khlongs’ları, 18. yüzyıldan beri başkentin içine nüfus etmiş durumda. Aslen şehri korumak için kazılan hendekler olan bu kanallar daha sonra sulama yolları için kullanılmış. Şehir genişledikçe ulaşım, yük taşıma vb. görevleri de üstlenmiş. Dünyanın eko sistemi sonucunda eskiden çok daha fazla kanala sahip olan bu şehir maalesef zamanla çoğunu kuraklığa kaybetmiş. Kuruyan kanallar doldurulup yol olarak kullanılmaya devam edilmiş. Ancak her zaman tekne ile bu kanallarda seyahat etmek oldukça heyecan verici. Özellikle yerel halkın kullandığı bu ulaşım yolu gezginler içinde eşsiz bir tecrübe. Khlong Phadung Krung Kasem ve Khlong Saen Saep kanalları Tayland’ın gündelik yaşamına çok güzel bir kesit sunuyor.

shutterstock_373616110

 

Venedik (İtalya)

Bu liste kendi içerisinde bir sıralamaya girmiş olsaydı muhtemelen en üst sırada bu kanal yer alırdı. Düşünün 118 adacık şebekesi mevcut hepsi birbirine bağlı ve en önemlisi bunun hepsi yayalara mahsus. On beşinci yüzyılda çamur üzerine çakılan kocaman kazıklar ile bir araya gelen bu şehir belki de İtalya’nın en fazla ilgi gören güzergâhlarından biri. Hepsi birbirine girmiş olan kanallar köprüler ile aşılıyor ve bir bütün oluşturuyor. Rutubetin yaratmış olduğu koku şehrin adeta parfümü olarak gelen her gezgini sarmalıyor. Şehrin merkezi olarak kabul edilen Rialto yüzyıllar boyunca sürekli su altında kaldığı çin çevresindeki kanallı zamanla genişletildi. Böylece suyun inanılmaz kuvveti ve dayatması bir nebze olsun hafifletilti. Bazı kanallar koca gemilerin geçeceği kadar genişletildi. Özellikle S şeklindeki 3,8 km uzunluğundaki Grand Canal Venedik’in yüreğinden St. Mark meydanına kadar akıyor. İkiye bölünmüş olan şehir yaklaşık 435 köprü, dört koca kanal, ortalama 176 rii (nispeten daha ufak doğal ve yapay kanallar) ile enerjisi yüksek bir etkileşim ağı sergiliyor. İçinden sürekli gondollar, vaporetti’ler, motoscafi’ler ve insan geçip gidiyor.

shutterstock_279340874

 

Sucoğ (Suzhou-Ana Kara Çin)

Yapaylık denince akla ilk gelen ülkelerin başında Çin yer alıyor. Büyük Kanal olarak kanal dünyanın en eskilerinden biri. Hatta en uzunu da diyebiliriz. Çin’in başkenti Beycing’den başlayıp Zhejiang Eyaletine kadar uzanıyor. Bu sistem öncelikle iletişim için kurulmuştu daha sonra, özellikle yedinci yüzyıldaki Sui hanedanlığında tahıl, pirinç ve ham madde taşımak için kullanıldı. İki bin kilometrelik bu yapay kanal sistemi inşa edilirken doğal nehir ve ırmaklar ile de bütünleşmiş edilmiş. Böylece bu ağ daha da geniş bir uzunluğa erişiyor. Hala bugün Çin’in sekiz Eyaletini bir araya getiren bu sistem dünyanın en çok set, düzenleyici ve köprüsüne sahip. Bu antik kanalı deneyimlemenin en güzel noktalarından biri ise hiç şüphesiz klasik Çin gezilerinin vazgeçilmez şehri, inanılmaz verimli ve düzenli bahçeleri ve dar su yollarına sahip olan Sucoğ (Suzhou).

shutterstock_275160359

 

Bruges (Belçika)

Reien yaklaşık iki bin yıldır Belçika’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan kenti Brugge’un ortasından geçiyor. Reie Nehri’nden adını alan bu kanal 7 kilometre uzunluğunda, Ghent ve Zeebrugge’a kadar da uzanan bir sisteme sahip. Kanal ağırlıkta ticari amaç için kullanılmıştı ancak bu günlerde gezginler tarafından tekne gezileri için kullanılıyor. Bruges’a düzenlenen bir seyahat, orta çağdan kalan binaları ve şehrin mimarı zenginliğini tecrübe edebileceğiniz kanal gezisi olmadan tam olamaz.

shutterstock_39921778

 

Keralaa (Hindistan)

Güney Hindistan’ın Kerala eyaletinde yer alan meşhur Arkasular (backwaters) yaklaşık 1900 km uzunluğunda. Kerala sınırları içinde bir çeşit nehir, göl, akıntı ve kanallar sistemidir. Bu sistem hem denizden hem de özellikle muson sezonunda coşan Batı ve Güney Gatlar’dan aşağı gelen 40 nehirden beslenir. Bu 40 nehir insan yapımı ve doğal kanallar sayesinde beş büyük göle akar. Bu göller ve kanallar topluluğu çok haklı olarak “Doğu’nun Venedik’i” unvanını kazanmıştır.

shutterstock_201280136

Bu arkasularda tekneyle yapılacak gezi sizi hem kalabalık kentlerin arasına hem de doğanın sessizliğine ve sakinliğine götürecektir. Yeşil araziler, Hindistan cevizi bahçeleri Malabar sahili boyunca uzanır.Kettuvallam adı verilen, bambu, ahşap ve hint kamışından yapılan, yüzen evler en çok şahit olacağınız yerel unsurlar. Yine bu gezilerde görüleceği gibi tüm yaşam bu arkasuların kullanımı üzerine kuruludur. Okula giden öğrenciler, işine giden kadın ve erkekler, alışverişteki halk, balık avlama hep bu arkasuların üzerindedir. Kısacası yaşam burada yarı suya dayalı diye adlandırılabilir.

Birmingham (Britanya)

On sekizinci yüzyıl Birmingham’da yoğun bir kanal yapımına şahit oldu. Victorian zamanlarında bu çalışmaya “dünyanın çalışması” adı bile verildi. James Brindley bu kanalların şekillenmesinde oldukça büyük bir rol oynadı. Endüstri devriminde yapılan bu kanallar doğanın peyzaj yapısıyla, su seviyesi ile uyumlu olarak inşa edilmiş. Birmingham kanal ağı 13 arkasu ve 160 km’lik kontrol edilebilir sudan oluşmaktadır. İlk başta Birminmgham’a kömür taşımak için kurgulanan bu kanallar günümüzde tekne severler, balıkçılar, bisikletçiler ve yürüyüşçüler için biçilmiş kaftan. Turizme ciddi bir desteği olan planlanmamış bir oluşum ve güzellik. Özellikle kaçırılmaması gereken bir kanal Worcester & Birmingham Kanalı, bu kanal yeşil Worcestershire tepelerinden geçerek Worcester Katedraline oradan da meşhur Dadbury çikolata fabrikasının önünden Birmingham Üniversitesine doğru akıyor. Nefis bir deneyim.

shutterstock_226794595

 

Tigre (Arjantin)

Buenos Aires’in 28 kilometre kuzeyinde olan Tigre ülkenin en büyük deltası Parana’da bulunur. Brezilya topraklarından doğan ve Güney Amerika Nehirleri içinde Amazon Nehrinden sonra 4880 km’lik uzunluğu ile ikinci büyük nehir olan Parana Nehri, önce Paraguay, sonra da Uruguay Nehirlerini kendine katarak sonunda 14000 km2 alanı kaplayan Parana Deltasını oluşturur.  Bu Delta 320 km uzunluğundadır. Deltanın en fazla bölümü Entre Ríos şehrinde kalmakla birlikte Santa Fe ve Buenos Aires şehirlerine de kıyısı vardır. Bu Deltanın en önemli özelliği ise denizle teması olmayıp da başka bir nehirle (Rio de Plata Nehri) teması olan tek delta olmasıdır. Deltada çok sayıda adacık ve kanallar bulunur. Tigre, nehir ve dereler tarafından kuşatılan bir adacık üzerinde kuruludur ve ilk yerleşim tarihi 1820’lere dayanmaktadır. Tigre ismininse, bir zamanlar bu bölgede avlanabilen aslan veya jaguarlardan kaynaklandığı söylenmektedir. Yapay su yollarından dolayı oluşan adacıklar bu bölgenin en fazla turist çeken mıknatısı.

shutterstock_464151578

 

Amsterdam (Hollanda)

Keyif için yapılan ilk kanal turu, 1621 yılında Bohemyalı Kraliçe Elisabeth Stuart tarafından gerçekleştirilmiştir. Winston Churchill’den Nelson Mandela’ya kadar birçok isim Amsterdam’ın kanallarında bir gezintiye çıkmıştır. Günümüzdeyse kanallardan yaklaşık üç milyon insan geçmektedir.

shutterstock_344403392

 

Toplamda 165 tane olan kanalların uzunlukları yaklaşık 100 kilometredir. İlk kanallar Ortaçağ’da suyun idaresi ve şehrin korunması için inşa edilmiştir. Şehir genişledikçe savunma amacıyla kullanılan hendekler kullanım alanlarını kaybederken kanallar da yerel ulaşım ve ticaret için kullanılmaya başlamıştır.

Suyun idaresi Amsterdam’da oldukça önemlidir çünkü su idare edilmediği takdirde şehir sular altında kalabilir. Bu nedenle kanal sistemi bilinçli bir şehir planlamasının sonucudur. Erken 17. yüzyılda şehre göçün artması nedeniyle kanallar eş merkezli dört yarım daire şeklinde tasarlanmıştır.

17. yüzyılda ticaretin büyümesiyle beraber altın çağına giren Amsterdam’da kanalların genişletilmesi projesi elli yıl sürmüş, şehrin üç ana kanalı yapılmış ve bu kanalların çevresine de evler inşa edilmiştir. 20. yüzyılda ise alan ihtiyacından dolayı bazı kanallar doldurulmuş ve cadde haline getirilmiştir. Bugün ise kanalların pek çoğu alan doldurma nedeniyle işlevini kaybetmesine rağmen şehrin yaklaşık %25’ini kanallar oluşturmaktadır.

Panama Kanalı (Panama)

Kanal söz konusu olunca belki de ilk akla gelenlerin başında Panama yer alır. Benim için çok fazla bir cazibesi olmayan Panama Kanalı, Orta Amerika’nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’unu birbirine bağlayan suyoludur. Ancak bir mühendislik harikasıolduğundan dolayı listemde hakkıyla yer almaktadır. 1914 yılında ABD tarafından tamamlanmış ve hizmete açılmıştır. 77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarıhumma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık, inanılması çok zor olan, 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir. Bu kanal Güney Amerika ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayırır.

shutterstock_38608585

 

Bu kanal ağırlıkta roro ve büyük turist gemileri tarafında kullanılıyor. Düşünün 22.500 km’lik yollar 9.500 km’lere düşebiliyor. Bu oldukça önemli bir zaman kazanımı.

Panama Kanalı’ndan her yıl 14.000’den fazla gemi geçmekte olup taşınan yük miktarı 203 milyon tonu bulmaktadır.

Kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir. Ayrıca kanalda bulunan indirgeçli kaldırgaç sayesinde aşılması zor olan noktalarda gemiler ilerleyebilmekte ve hareketlenme kazanabilmektedir. Elbette bunu tecrübe etmek eşsiz bir deneyim.


Makaleleri
Kitle turizmi nasıl başladı?
Seyahat tasarımcısının beslendiği ziyafet(ler)
Seyahat motivasyonları
Etik gezgin olmak
'Doğu Ekspresi' adı verilen iki lüks tren kimlere ait, farkları neler?
‘Bakanlıklar ve hükümet bu konuda birkaç lafın ötesine dahi geçemiyor’
Tren seyahatlerinin duygusal açılımları
Kartpostallar ve Yolculukları
Hediyelik eşyalar
Milyonlarca Hintliyi Tepindiren Adam
Turizm Sektörünün Köşe Taşı
Othmar Pferschy: Türkiye’nin ilk turizm fotoğrafçısı
2017’nin Lüks Seyahat Eğilimleri
Teotokostis Pammakaristu Manastır Kilisesi
Müzik, Seyahat İsimli Eşsiz Filmin Film Müziğidir…
Dünyanın En Garip Müzeleri
Turizm ile Şekillenen Gelecek
2018 Avrupa Kültür Başkenti: Valletta
Sanatın ve Mimarinin Beşiği: Floransa
Dokunulmamış: Ürdün ve Petra
Turizm Hakkında
Güzergah; Film Sahnemiz
Tonlarca Tel ve Sürdürülebilirlik
Kaburga Kıran
Dünyanın 10 Yerinden 10 Görkemli Kanal
Arkeolojik Kazılar, Türk Kaleleri ve THY
Birinci Konstantin
Barka İle Seyahat
Osaka
Modern Tanıma Göre Turizm’in Keşfi
Nasıl?
Seyahat Teknolojisi
Zekeriya Şen’in Hindistan İzlenimleri Serisi-2
Zekeriya Şen’in Hindistan İzlenimleri Serisi-1
Nam-ı Diğer: Zamanla İsmi Değişen Ülkeler
1900’lerde Paris'te Bir Fuar ve Yürüyen Kaldırım Hikayesi
Mars’ta Tatil Yapmak Mümkün mü?
Rock’n Roll ve Otel Sektörü
Nepal Denince Akla…
2016’nın Favori Destinasyonu: İzlanda
Gelişen Teknoloji Işığında Geleceği Öngörmek
Bavulunun Sesini Dinle : BagSentry
Düşük Sınıf Negatifliği Burada Yok: Narita Havalimanı
Kültürel Varlıklarımız: Ayasofya

Önerdiklerimiz

BANGLADEŞ

BANGLADEŞ

10 gece 11 gün
PERA’DAN GALATA’YA 6-7 EYLÜL 1955
İSTANBUL'UN HANLARI VE ÇARŞILARI
FENER - BALAT TURU
MİDAS ÜLKESİ FRİGYA
YILDIZ SARAYI VE ÇEVRESİ
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]