Özbekistan: Semerkand' dan Taşkent' e yolculuk


Çin, İran, Hindistan arasındaki Semerkand, İpek Yolu’nun merkezi olurken 14. yüzyıldan itibaren Timur İmparatorluğu'na başkent olarak bir güç ve zarafet sembolüne dönüşmüş.


Semerkand’ın ortasındaki “Registan” dünyanın en çarpıcı meydanlarından birisi. Üç tarafı dev medreselerle çevrili. Uluğ Bey, Tilia Kari ve Şir Dor medreseleri rengarenk çinilerle süslü dev taç kapılara sahip.

 

Bir tek insanın hükümdarlığı döneminde dünyadaki en büyük imparatorluğu kurmuş olmakla tanınan Timur’dan kalma iki önemli eser var Semerkand’da. Şehrin merkezindeki Bibi Hanım Camisi kısmen harap olmuş olmasına rağmen ama, o ihtişamlı geçmişi bugüne taşıyabilmiş. Timur döneminden kalma bir diğer eser ise “Gur Emir” yani hükümdarın mezarı. Yüksek bir kasnak üzerinde bir soğan şeklini andıran kubbe masmavi çinileriyle çok güzel bir görünüme sahip. Sıra dışı bir yaşam sürmüş olan Timur’un türbesi de sıra dışı. Oniks taşından süslemeler içeriye gizemli yeşil bir ışığın hakim olmasını sağlarken iç bölümü yıldızlarla süslü kubbe burada yatanların üzerini örtüyor. Asıl mezar odası aşağıda ve Timur, mermer lahitin içinde yatıyor. 1941'de Sovyet biliminsanları lahiti açarak Timur’un iskeletini incelemek istediklerinde Özbekler karşı çıkmışlar. Onun savaşçı ruhunun kapağın altından sıyrılarak tekrar dünyaya geleceğinden korkmuşlar. Büyük ısrarlar sonucu bilim adamları Özbekleri ikna etmeyi başarmış ve lahitin kapağını kaldırmışlar. Ne mi olmuş? Aynı gün Nazi orduları Sovyetler Biriliği’ne saldırmış! Bilim adamlarının incelemesinde hiç olmazsa bir gerçek ortaya çıkmış: Timur’un bir bacağının diğerinden kısa olduğu. Bugün ise Amir Timur Özbek ulusal kimliğinin oluşturulmasında en ön planda.

 

Bilime, özellikle de astronomiye meraklı Timur’un torunu Uluğ Bey’in rasathanesi ve medreseler bir zamanların bilim yuvası Semerkand’ını anlatıyor. İslam dünyasının en görkemli mezar komplekslerinden birisi olan Şah-ı Zinde’de bulunan çinilerle süslü türbeler bir an için Bursa’dayız hissini veriyor. Kültür ve renkler binlerce kilometreyi aşıyor. Afrasiab Müzesi'ndeki 13-14 yüzyıl önceki bir düğün töreninin anlatıldığı duvar resimlerinde Göktürkler dönemindeki görünümleriyle çizilmiş.

 

Ülkenin belli başlı şehirlerini birbirine bağlayan yollar çok bakımlı. Şehirler arası ulaşımda fırsat buldukça uçak veya tren kullanılabilir.

İki Özbekistan bir Taşkent

 

Taşkent’e gelindiğinde iki Özbekistan olduğu fark ediliyor. Taşkent’teki Özbekistan ve Taşkent dışındaki Özbekistan. Yaşam standartlarından sokakta, çarşıda karşılaştığınız insanların davranışlarına kadar her şey farklı. Birbirini dik kesen geniş, temiz, yeşil caddeler, gösterişli meydanlar, kullanışlı bir metro sistemi, lüks oteller, barlar, şık restoranlar ilk bakışta göze çarpan özellikler oluyor.
Önünde son model pahalı arabaların park ettiği, yüksek hesap ödenen yerlere giremeyen Taşkentlilerin de bir mekanı var burada. Özellikle akşam üzeri saatlerinden itibaren yürüyüş yapanların doldurduğu “Broadway” adıyla anılan cadde. Sağda, solda abartılı ölçüde açılmış müziğin sesinin yayıldığı kafeterya ve barlarda gençler “farklılığı” yaşıyorlar. Sokak satıcıları ve sokak ressamları da canlılığı ateşliyor.

 

Broadway’in ulaştığı Amir Timur meydanı sıcak saatlerde insanların sığındığı dev ağaçların gölgelediği bir park alanı. Eskidan bu alanda askeri geçitler yapılırmış.

 

Çoğunluk giyim, ve yiyecek gereksinimlerini “Çorsu” dedikleri büyük halk pazarından karşılıyorlar. Kalabalığın arasında ilerlemenin oldukça güç olduğu çarşıda yankesiciler de cirit atıyorlarmış.

 

Yaklaşık 2.5 milyon insanın yaşadığı Taşkent 1966 yılında büyük bir deprem yaşamış. Şehir o dönemdeki diğer Sovyet Cumhuriyetleri'nin katkılarıyla adeta yeniden yapılmış. İşte bu nedenle bugün “Eski Taşkent” denilebilecek küçük bir mahallenin ve büyük ölçüde restore edilmiş bir-iki medresenin dışında pek tarih izi görmek mümkün değil. Şehirde bazı müzelerin yanı sıra 16. yüzyıldan kalma Barak Han Medresesi'nin karşısındaki “Telia Şeyh” Camisi'nde İslam tarihine yönelik eserler var.

 

“Ozbokıston Kelajaği Buyuk Davlat” yazıları ile sık sık karşılaşılan bu ülke tarihi ve kültürel hazineleri, sıcak insanları ile güzel izler bırakıyor. Türkiye ile Özbekistan arasında sözde kalmayan tarihi ve kültürel bağlar var.


Makaleleri
Bir Kış Senfonisi - Rovaniemi, Lapland
Ağlama Duvarına Faks
Moğolistan
Kaşgar'da Bir Pazar Günü
Siena: Bir Ortaçağ Hazinesi
Suriye' deki Haçlı Kaleleri
Assisi
Hüznün ve Eğlencenin Kenti: BEYRUT
Doğu' daki Mavi Yolculuk
Hayvanseverlerin başkenti Assisi
Masal Şehir, San'a
Özbekistan: Semerkand' dan Taşkent' e yolculuk
Okyanus kıyısındaki ortaçağ masalı
Kıpır kıpır bir kent Napoli
Osmanlı' nın sünger deposuydu bugün Ege' nin gizli cenneti
Rönesansın Başkenti: Floransa
Paylaşılamayan Kent: Kudüs
Orta Asya'da Bir Kardeş Ülke: Özbekistan
Fransız Rönesansının Gözdeleri

Önerdiklerimiz

ÜRDÜN VE PETRA VADİSİ
YILDIZ SARAYI VE ÇEVRESİ
İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

Sıra dışı bir şehir jeoloji aktivitesi
FENER - BALAT TURU
OECONOMICA: ENDÜLÜS TURU
SAHRANIN ÇAĞRISI: FAS
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]