Nepal, denince akla, en azından benim aklıma macera, ruhaniyet ve gizemlilik çağrışımı geliyor. Hindistan ve Tibet arasında sıkışıp kalan bu kara parçası dünyanın en yüksek on dağından sekizine ev sahipliği yapmakta. Elbette bunların arasında son zamanlarda bol bol filmlere ve belgesellere konu olan Everest başı çekiyor.
Nepalliler için Evrenin Anası olarak çevirebileceğimiz Sagarmatha adıyla bilinen Everest 4448 metre yüksekliğinde. Malum Nepal’in takma adı Dünyanın Damı ve özellikli coğrafik yapısı ile pek çok kişi tarafından da dünyanın merkezi olarak kabul edilmekte. Pek çok Hindu ve Budist içinde ibadet merkezi hatta malum ne de olsa Buda’nın memleketi.
Nepal pek çok farklı topluluk ve etnik grubu barındıran bir ülke. Nepalliler pek çok farklı yerde yaşantılarını sürdürüyor. Bazıları pagoda çatılı Hindu tapınakları ile süslü şehirlerde; diğerleri Himalayan’ların eteğine nokta nokta serpiştirilmiş kırsal köylerde. Ülkenin başkenti Katmandu kalabalığı, kaotik yaşantısı ve bir milyona yakın nüfusu ile özellikle deprem sonrası tekrar ayağa kalkmaya çalışıyor. İşi kolay değil ne yazık ki. Çok az trafik ışığı ile trafik adam edilemeyecek boyutta. Hele hele en son Hindistan’ın dayattığı ambargo ile her araç kapasitesinin üstünde bir taşım yapıyor. Halk, arabalar, rickshaw’lar, hayvanlar ve motosikletler çok dar bir yolda santimetrik kıvrımlar ile birbirine çarpmadan ilerlemeye çalışıyor.
Nepal, 1960’larda beri istikrarlı bir şekilde büyüyen turist ilgisi altında ve elbette buy-unun meyvesini yiyor. Özellikle farklı gezi temaları arayan gezginler için bulunmaz Hint kumaşı. Başkent aynı zamanda ülkenin dinsel uygulamalarının merkezi. Paşupatinath Tapınağı olabilecek en kutsal Hindu tapınaklarından biri. Şiva’ya adanmış olan bu tapınak Bagmati nehrinin kıyısında yer alıyor. Her gün belli saatlerde Hindu’ların burada ölenlerini yaktığını gözlemleyebilirsiniz. Bu her gözün kaldırabileceği bir sahne değil ancak farklı kültürleri anlamak ve saygı göstermek için bence şahit olunması gereken bir tecrübe. Katmandu’nun Durbar Meydanı hemen eski kraliyet sarayının önünde olan bir alan. Malla ve Şah krallarının saraylarını ihtiva ediyor ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Boudhanath Tapınağı Tibet dışında yer alan en önemli Tibet Budist Tapınağı. Pek çok inançlı Budist buraya gelip dua silindirlerini çevirerek derin dualarda bulunuyor. Her ne kadar batı tarzı giyim fazlasıyla sokaklarda gözlemleniyor olsa bile aynı zamanda yerel kıyafetli insanlarda görmeniz mümkün.
Nepal mutfağı maalesef umulduğu kadar zengin değil. Vazgeçilmezler arasında mercimek ve baharatlardan oluşan ve pilav üzerine servis edilen dak bhat tarkari çorbası yer alıyor. Elbette her şeyde köri var. Buharda veya yağda pişirilen momos adı verilen börekler etli olabilirken ağırlıkta sebzeli. İsteyenlere sığır eti ve taze balıkta bulmak mümkün. Günün her saatinde dağlarda yetiştirilen tam gövdeli ve lezzetli Nepal kahvesini içmek en keyifli anlardan biri.
Bütün bu bilgiler ışığında bir de şu gerçekler var; pek fazla bu tür şeyler yazılmaz zira bu bir seyahat yazısı. Her şey çok güzel olmalı, makyajlanmış ve kusursuz. Öyle bir dünya yok maalesef. Her güzelliğin bir de korkunç yüzü var. Bu her yer için geçerli, istisnasız. Nepal dünyanın en fakir ve az gelişmiş ülkelerinden biri. Maalesef insan trafiğinin de en yoğun olduğu Asya ülkelerinin başında yer alıyor. Nepal’in ufak köylerinden toplanan insanlar genellikle Hindistan, Çin ve Orta Doğu’ya taşınıyor. Ağırlıkta genç kızlar ve kadınlar öncelikle seks ve daha sonra ağır iş yapmak için taşınıyor. Ekonomik ve kültürel değerler Nepal’i insan trafiği konusunda önemli bir konuma oturtuyor. Ailenin büyük kızları ise ufak kardeşlerinin beslenmesi ve okuması için para karşılığı aile tarafından satıldığı da biliniyor.
Sonuç olarak okuduğunuz her güzel güzergâh yazısının bir de arka perdesi olduğunu unutmayın. Bir yere seyahat ettiğinizde onu enine boyuna öğrenin ve sorumlu bir şekilde değerlendirin. Ve elbette seyahat edin. Her güzelliğin bir dikeni vardır. Ve unutmayın dünyanın gerçekleri içerisinde, o ağırlığın altında umutsuz insanlar umutsuz şeyler yapabiliyor.