Güney Amerika’nın üçüncü büyük ülkesi Peru’nun Keçuva dilindeki anlamıdır “bolluk ülkesi”. Gerçekten de sahip olduğu zenginlikler öyle cezbediciymiş, İnka İmparatorluğu öyle parlak bir döneme imza atmış ki İspanyollar tapınaklardaki altınları yağmalarken İnka İmparatoru Atahualpa, “Bunlar altını ya yiyorlar ya da ilaç olarak kullanıyorlar,” diye düşünmüş.
Peru deyince aklımıza ilk gelen uygarlık elbette İnkalar. Ancak İnka İmparatorluğu’nu ulaştığı noktaya hazırlayan ve idari, kültürel ve dini konularda İnkalara örnek olan pek çok farklı kültür bulunuyor. Bunlardan en önemlileri Chavin, Pukara, Moşe, Huari, Tiwanaku, Çimu ve Nazca uygarlıkları. Özellikle Çimulardan vergi sistemini, kraliyet miras geleneğini, su kanallarıyla kurak bölgelerde tarım yapabilmeyi öğrendiklerini biliyoruz.
İnkalar geleneksel varoluş efsanelerinde kurucuları Manco Capac’ı Güneş Tanrısı İnti’nin oğlu kabul ederler. İnti, Titikaka Gölü’nde bulunan Güneş adasında oğlu Manco Capac’ı yaratır. Manco Capac kız kardeşi Mama Ocllo ile İnti’nin kendilerine verdiği altın asa ile daha verimli topraklara doğru yola çıkarlar. Cuzco yakınlarında bulunan Paqaritampu’da altın asa toprağa saplanır ve İnka Krallığı kurulur. İlk beş İnka kralı aslında Hurin Cuzco adıyla anılan Aşağı Cuzco’nun yönetici komutanlarıdır. Unvanları da “Sinchi” yani komutandır. Altıncı komutan Inca Roca, Hanan Cuzco yani Yukarı Cuzco’nun yöneticisi haline gelir. Bundan sonra da hükümdar olarak anılırlar.
İnka İmparatorluğu’nun 9. imparatoru Pachacuti İnca Yupanqui hem tahtı kardeşi Inca Urcon’un elinden almış hem de Çankaları alt etmeyi başarmıştır. 1438 yılında gerçekleşen bu olay İnka tarihinde kesin olarak kayıt altına alınmış ilk olay olma özelliğini de taşır. Bu tarihten sonra İnka İmparatorluğu hızlı bir kalkınma, yapılanma ve büyüme gerçekleştirir. 50 yıldan kısa bir süre içerisinde 4500 km²’lik toprakları ve yaklaşık 12 milyon insanı yönetmeye başlar. 1528’de imparatorluğundaki tebaanın büyük bölümüyle aynı kaderi paylaşan Wayna Capac muhtemelen kanamalı çiçek hastalığından hayatını kaybeder. Tahtın gerçek varisi de aynı günlerde babası gibi hastalıktan hayata veda edince taht bir süre boş kalır. Aslında taht sırasında üçüncü olan Huascar tahta çıkar ancak atalarına gösterdiği saygısızlıklar kardeşi Atahualpa’yı öfkelendirir ve bir taht savaşı başlar kardeşler arasında.
Huascar ve Atahualpa aslında iki ayrı sosyal statüsü olan anneden doğmuşlardır. Huascar tahta çıkar çıkmaz kendi sınıfını Hanan’dan Hurin’e çevirir. Yani yukarı sınıftan aşağı sınıfa geçer ve böylece olay yalın bir taht kavgası olmaktan çıkıp sınıf ve bölge kavgasına dönüşür.
1532’de İspanyol Francisco Pizarro, İspanya kralı adına bu yeni toprakları ele geçirmek için Peru kıyılarına ayak basar. Kısa sürede yaşanan taht kavgasını fark eden Pizarro hemen önemli roller üstlenir. İlk önce yüce iktidara talip olan taraflar arasında hakemlik yaparak başlar işe. Aslında Atahualpa savaşı kazanmıştır ve Quito’dan Cuzco’ya yola çıkmıştır. Pizarro ile Cajamarca’da karşılaşır. Ancak Pizarro Atahualpa’yı esir eder ve talep ettiği fidye kendisine verildikten sonra Atahualpa’yı öldürtür. Oynadığı bir diğer rol ise egemenlik altındaki bölgelerde hayatından memnun olmayan halkın kurtarılması rolüdür. Aslında okuma yazma bilmeyen bir domuz çobanı olan Pizarro, İnka İmparatorluğu’nun çöküşüne neden olur.
1533’te Manko İnka kukla imparator olarak tahta çıkar ve 1536’da muhafızlarını atlatarak saraydan kaçarak özgürlük savaşı başlatır. Gerilla tarzındaki savaş 1572’ye kadar devam eder ancak İnkaların son kalesi Vilcabamba İspanyollar tarafından ele geçirilir ve tüm İnka İmparatorluğu’nun toprakları İspanyol kontrolüne geçer.
İspanyol asıllı ancak Arjantin doğumlu olan General Jose de San Martin 1821’de Peru’nun bağımsızlığını ilan eder. Ancak tam bağımsızlık Simon Bolivar ve ordusunun desteği ile 1824 yılında gerçekleşecektir.
NERELERİ GÖRMELİ?
Lima
1535’te okyanus kıyısındaki konumu ve Cajamarca ve Cuzco gibi İnka şehirlerine eşit mesafede bulunmasından dolayı Pizarro tarafından Rimac Nehri vadisinde kurulur. Yaklaşık 10 milyonluk nüfusu ile ülkenin en büyük şehri ve başkentidir. Peru’nun toplam sanayi üretiminin 5’te 3’ünü karşılar. Tekstil, kimyasal madde, plastik, otomobil, çimento, ilaç, mobilya fabrikaları Lima’nın dış mahallelerinde bulunur. Ülkenin en eski üniversitesi 1551’de burada kurulan San Marcos Üniversitesi’dir. 1687 ve 1746’da yaşanan çok büyük ölçekli depremler şehrin çehresini defalarca değiştirmiştir.
Cuzco
Keçuva dilinde “dünyanın göbeği” anlamına gelir. 1250 civarında Manco Capac ve Mama Ocllo tarafından kurulduğuna inanılır. Yeryüzünün temsilcisi olan Puma şeklindeki bir plana göre yapıldığı söylenir. Kentin biraz dışında bulunan Sacsayhuaman, Puma’nın başını oluşturur. Harç kullanmadan, tamamen akıl almaz taş işçilikleriyle inşa edilmiş Sacsayhuaman’da ağırlığı 125 tona kadar ulaşan devasa taşlar kullanılmıştır. Doğa ana olarak kabul edilen Pachamama’nın tapınma merkezi olan Kenko ise İnka inanç sistemini anlamak için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
Machu Picchu
24 Temmuz 1911 yılında Hiram Bingham tarafından, asırlar boyunca asılı kaldığı bulutların arasında tekrar keşfedilen eşsiz şehir. İspanyol istilasından kurtulmayı başarmış olan şehir bize İnka İmparatorluğu hakkında çok değerli bilgiler kazandırmaya devam ediyor. Amazon havzasına yakın olması nedeniyle Cuzco’ya göre daha ılıman olan Machu Picchu aynı zamanda daha alçakta bulunur. Amazon’dan gelebilecek tehlikelere karşı bir kale, ılıman iklim nedeniyle sayfiye yeri, kutsal dağlarla çevrili olduğu için de önemli bir tapınım merkeziydi. Tarım teraslarında coca, mısır, patates gibi ürünler yetiştiriliyordu. Seçilmiş kadınlar manastırında aynı zamanda en iyi kalitede yün ürünleri dokunuyordu. Bu ürünler yalnızca kraliyet ailesi tarafından giyiliyordu.
Titikaka Gölü
Deniz seviyesinden 3800 metre yüksekte olan Titikaka Gölü dünyanın navigasyon yapılabilen en yüksek gölüdür. Peru’da en fazla konuşulan üçüncü dil olan Aymara dilinde “Puma Kayası” anlamına geliyor. İnkaların kutsal gölünün üzerinde yaşayan Uro yerlileri kendilerine farklı bir yaşam biçimi geliştirmişler. İnkalara vergi ödememek için su üzerinde teknelerde yaşayan bu insanlar zaman içinde “totora” adı verilen sazlardan yaptıkları adalarda yaşamaya başlamışlar. Her bir adada ortalama 3-5 aile yaşıyor. Aileler arasında anlaşmazlık yaşandığında adayı ortadan kesiveriyorlar ve sorun çözülüyor. Bu nedenle ada sayısı sürekli farklılık gösteriyor.
Nasca Çizgileri
En erken dönemleri MÖ 1000’lere kadar giden Nasca kültürü çok renkli seramik bezemeleri ve muhteşem tekstilleri ile ön plana çıkar. Güneyden kuzeye doğru bir nehir büyüklüğünde çok önemli besinleri taşıyarak akan Humboldt akıntısının soğuk suları nedeniyle okyanus kıyısında çölleşmiş bir şerit bulunur. Aslında çok verimli olan bu topraklar biraz sulama ile vahalara dönüşebilmektedir. Nasca kültürünün başardığı bir önemli nokta da işte bu toprakları tarım yapılabilir hale getirmektir. Böylece tarım topluluğu olan Nazcalar Ica Çölü’nün üzerinde farklı ebat ve şekillerde figürler yapmışlardır. Bu figürlere “jeoglif” adı veriliyor. Esrarengiz figürlerin yapılış amacı üzerine pek çok farklı teori bulunuyor. Tarımla ilgili bir astronomik takvim veya uzaylılar için iniş alanı olabileceği, bu teoriler arasında. En fazla kabul gören teori ise şekillerin su odaklı tapınma için yapıldığı yönünde…
BİLMEK GEREK
Resmi Adı: Peru Cumhuriyeti
Nüfusu: 31.400.000
Yüzölçümü: 1.285.000 km²
Başkenti: Lima
Resmi diller: İspanyolca, Keçuva, Aymara
Dinler: Katoliklik, Evanjelik Hıristiyanlık ve And Dağları dinleri
Para Birimi: (PEN) Nuevo Sol yani Peru Sol’ü.
İklimi: Peru’da iklim bölgeye göre değişmektedir. Kıyı kesiminde kurak ancak serin bir iklim hüküm sürer. Dağlık bölgede yükseklik nedeniyle gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı büyüktür. Kar seviyesi 4480-5000 metre arasındadır. Amazon havzasında ise çok nemli ve sıcak bir iklim hakimdir. Yağışlar yıl boyunca sürer.
Ulaşım: KLM ile Amsterdam aktarmalı uçabileceğiniz gibi THY ile Bogota’ya gidip sonra Avianca ile Lima’ya devam edebilirsiniz.
Vize: Peru Hükümeti TC vatandaşlarına vize uygulamıyor.
YAPMADAN DÖNMEYİN!