Sanki 50 yıl öncesine gitmişim gibi hissediyorum açıkçası burada. Etrafımda eski moda, gençlik yaşlarını 50lerde yaşamış bir sürü Avusturyalı var. Sanki eski dönemleri burada yad eder gibiler. İnanılmazzz.... Saç kesimleri, kılık kıyafetleri ve kadınların makyajları bana bu hissi veriyor. Almanca sanki Opatija'nın resmi dili gibi. Aslında her yerde italyanca konuşuluyor. Hırvat gençler de var ama genellikle yaşlı Alman ve Avusturyalı turistler çoğunlukta. Dışarıdaki manzara ise 1800lü yılların şahane villaları ile donanmış durumda. Sanki su kenarı Viyanası...Deniz kenarındaki küçük Viyana. Hırvat turizminin "Yaşlı Hanımefendisi"...
Çam ağaçları denize kadar iniyor. Karşıda KVARNER Körfezi içine yayılmış adalar. KRK adası ve onun ardında CRES. Muhteşem parkların içinde, ağaçlar ve çiçekler içinde türlü türlü villa. Çoğu eski pırıltısını yitirmiş ve son derece nostaljik. Dağlar denize dek inmiş.
Avusturya İmparatoru Franz Josef döneminde, imparatorun bizzat kendisi de burada bir villa yaptırmış ve Viyana'nın soğuk havasıdan kaçarak buraya sığınmış. Onu takip eden devrin ileri gelen soyluları da, burada vilalar yaptırma yarışına girmişler. Sonunda kazanan Opatija olmuş. Yat limanı, restoranları...Eski moda bir şıklık içinde. Biraz yetmişli yılların Türk filmlerini andıran, nostaljik bir havası var. Ama hala son derece şık Porche'lar, üstü açık Mercedes'ler... Yazın sıcak akşamlarında bile bunaltmayan bir havası var. O akşamlarda, otellerin önündeki teraslarda, klasik müzik çalan gruplar oluyor. Ya da valslere eşlik eden yaşlı çiftler, hünerlerini sergilerken, çok gerilerde kalmış gençlik günlerini hatırlıyorlar.
Plajlar bile eski moda ama şeker. Türk filmlerinde gördüğümüz Tarabya plajı ya da Suadiye plajı görünümünde. Bazı çok şık yatlar gösteriş yapar gibi şehrin en görünen yerlerine demirlemişler.
Otelde müzik var. Şu anda bir kadın şarkı söylüyor. Biraz ileride yaşlı Alman ya da Avusturyalı turistler kendi aralarında domino benzeri bir oyun oynuyorlaer. Oyun taşlarının şıkırtısı, müziğe karışıyor. Gerçekten çok komik ve eski moda. Ama tatlı bir eski modalık hali bu. Buraya henüz 2000li yıllar gelmemiş gibi.
Opatija'da herşey aslında 14. Yüzyılda başlamış. Buraya bir Benedikten Manastırı yapılınca, OPAT(papaz) kelimesinden, Opatija ismi türemiş. Sonra 19. Yüzyılda yakındaki Rijeka kentinden varlıklı bir kişi, Villa Angiolina adlı ilk konağı yaptırınca, işler değişmiş ve bir anda Opatija, zenginlerin gözdesi olmuş. Altın çağını ise Avusturya yönetimi döneminde yaşamış ve tren yolu hattıyla direkt Viyana'ya bağlanmış. Aslında Rijeka kenti de o dönemde büyük gelişmeler kaydetmiş. Büyük bir ticari liman olarak kullanılmaya başlanmış. Ülkenin ilk denizcilik okulu da ,işte yine o dönemde açılmış. Hala Rijeka'daki bir kayanın üzerinde, denizin gel-gitlerinin işlendiği bir cetvel bulunmakta . Ülkenin kentlerini deniz seviyesinde yükseklikleri,işte bu kayaya işlenen deniz seviyesinin ortalamasına göre hesaplanıyor. Rijeka hala Hırvatistan'ın en zengin kentlerinden biri.