Hırvatistan Gezisi Notları


Uçağım birkaç saat önce İstanbul'a indiğinde suratıma çarpan sıcak rüzgar, Zagreb'deki serinlikten sonra, resmen sersemletti beni. Şimdi evimin rahat ortamında, son hafta boyunca yaptıklarımızı düşündükçe, Adriyatik kıyılarında müthiş bir bahar yaşadığımızı iyice anladım.

Hırvatistan'da Mayıs muhteşem oluyormuş meğer. Eğer gidecekseniz, bence Mayıs süper bir dönem. Tabii eğer tatil denince sadece deniz ve kum düşünenlerdenseniz, Mayıs ayı biraz erken olabilir ama henüz etrafı turistler basmadan, her yanın yemyeşil olduğu bu taze mevsimde orada olmak, inanın sizi çok daha fazla mutlu kılacaktır.

Bizim rotamız Bosna Hersek'te Saraybosna ve Mostar ile başladı. Sonra Adriyatik kıyılarına kırdık dümeni ve Dalmaçya'da Dubrovnik, ilk durağımız oldu. Dubrovnik, dünyanın en iyi korunmuş ortaçağ kalelerinden birinin içinde, eski mahalleleri, daracık sokakları ve romantik ortamıyla insanı büyülüyor. Pırıl pırıl temizlenmiş, onarılmış ve son acı savaşın küllerini üzerinden atmış. UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirası Listesi"ne alınan kent, modern limanıyla, her gün binlerce turisti ağırlıyor.

Split, ülkenin en büyük ikinci şehri. Aslında şehri pek sevmiyorum ama yine de UNESCO listesinde bulunan İmparator Diocleziano'nun sarayı, inanılmaz... Her tarih meraklısının bayılacağı güzellikte bir yer. Split eski kent, imparatorun sarayının kalıntıları içinde kalmış. Oradayken aklıma gelen şey hep, Bizans Büyük Saray oluyor nedense... Keşke birazını görebilseydik! İmparator, doğum yeri Salona'ya çok yakın bir koyda, emeklilik günlerini huzurla geçireceği bir saray inşa ettirip, görevinden kendi rızasıyla ayrılınca, buraya yerleşiyor. Onun ölümünden sonra, metruk hale düşen bu saraya, 6. yüzyılın sonunda, Avarlardan kaçan Salonalılar yerleşiyor. Ondan sonra da, saray kalıntıları yavaş yavaş gerçek bir şehre dönüşüyor. Diocleziano, imparatorluğu zamanında, bütün Hristiyanları düşman belleyip, birçoğunu feci işkencelerle idam ettirmiş. Sonra gün gelip kendi göçüvermiş bu dünyadan ve PANTEON benzeri mezarında, sonsuz uykusuna yatırılmış. Sonra yüzyıllar geçip de Salona'dan gelen, artık Hristiyanlaşmış insanlar, beraberlerinde aziz saydıkları kişilerin kutsal emanetlerini getirince, imparatorun mezarı, katedrale dönüştürülmüş ve bu emanetler, oraya gömülüvermiş. İmparatorun lahti, sırra kadem basmış...Onun yerinde şimdi azizlerin lahitleri duruyor. İşte ironi diye buna derim ben! Sen tüm hayatın boyunca Hristiyanlardan nefret et, sonra gel onlarla koyun koyuna yat, hem de sonsuza dek! İnanılmaz hikaye, değil mi?

Hırvatistan'daki gezi sırasında en çok hoşuma giden yerlerden biri Zadar kentidir. Hatta hep derim ki, eğer Hırvatistan'da yaşamam gerekse, keyifle seçeceğim kent Zadar olurdu. Neden mi? Çünkü Zadar hem her şeyi bulabileceğiniz ölçüde büyük ama aynı zamanda da alışıldık büyük kent tantanasından uzak bir şehir. Kitapçıları, kafeleri, meydanları ve parkları, hatta yeter miktarda hayhuyu var. Üstelik deniz kenarında ve hareketli bir liman kenti.

 

Eski şehir, Venedik yönetimi zamanında, Türkler' in en güçlü ve korkulur oldukları dönemde, heybetli surlarla çevrilmiş. Çok daha önceki yıllara, Roma dönemine uzanırsanız, o zaman da kentin göbeğinde o devrin en büyük tanığı olan Forum'u bulursunuz. Forum etrafı dikenli tellerle çevrilip, kendi geçmişine hapsedilmemiş...Üzerinde, o güzelim taşlarında yürüyorsunuz. Anadolu'da da görmeye alıştığımız şekilde, Forum'dan devşirilen taşlarla, Aziz Donat Kilisesi yapılmış ki, yapı, üç nefli yuvarlak şekliyle, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aday yerlerden olmuş günümüzde...

 

Amaaaaaa... Bana sorarsanız, Zadar'ın hangi eserini daha çok seviyorum diye, o zaman size vereceğim cevap, bambaşka bir şey olur: DENİZ ORGU !

 

15 Nisan 2005'de halka açılan bu modern anıt-eser, aslında deneysel bir müzik enstrümanı...Büyük mermer basamakların altına yerleştirilmiş org borularının içinden, denizin dalgaları ile itilen hava geçince, adeta dev bir org çalınıyormuş gibi oluyor. Siz de yüzünüze serin bir rüzgar çarparken hem yürüyüşünüzü yapıyorsunuz, hem de bütün sahil boyunca bu muhteşem konseri dinliyorsunuz. Hele güneş batarken gösteri inanılmaz oluyor. Limana giriş çıkış yapan gemiler, dalgaları büyüterek, konserin uzaklardan bile duyulmasını sağlıyor.

 

Hırvat mimar, Nikola Basiç tarafından tasarlanan bu eser, 2006 yılında da Avrupa Halka Açık Mekan Tasarımı ve Şehircilik Projesi Ödülü'nü kazanmış.

 

Deniz kenarında yaşayan kentlerimizde bu pjojenin bir benzeri acaba uygulanabilir mi? Mesela İzmir'in İmbat'ı ya da İstanbul'un Lodos'u, bu doğal konserlerle daha da güzel olmaz mı??? İnsan düşünüyor...


Makaleleri
Oslo'nun Heykel Parkı
Sicilya Macerası
Sicilya'nın Manzaralı Köşesi Erice
Siracusa
Kopenhag' ın İmzası: Siyah Elmas
Arktik Norveç' e Kıyı Kıyı
Ateş ve Buzun Uzak Diyarı İzlanda -2-
Norveç' in Kuzey Kıyıları
Müzik Ve Kültür Şehri Leipzig
Kathmandu'nun Küçük Tibet'i BODHNATH
İnle Gölü
Central Park
Bergen
Cloisters
Ateş ve Buzun Uzak Diyarı İzlanda -1-
Agra' nın Sürprizi
Festivaller Diyarı Butan
Adı sık sık değişen ülke!
Brava Casa / Röportaj
Şvedagon
Himalayalar' in Ejder Kralligi: BHUTAN -2-
Doğu'nun büyülü kenti Kolkata!
Viyana Yeni Yıl Konseri'ni yerinde izledik
Sofya
Balkanlar Notları-2
Balkanlar Notları-1
Hindistan Dönüşü
Tibet' ten Kısa Kısa
Hırvatistan-Opatija Notları
Hırvatistan Gezisi Notları
Lima Notları
Hong Kong Notları
Münih ve Opera
Fiyord Postası
Bangkok Güzellemesi
Macchu Picchu Notları
Machu Picchu Treni Notları
Viyana ve Salzburg' da Müzik Dolu Günler
Hırvatistan
Dünyanın en tuhaf kenti La Paz
Neden Butan' a Gideriz?
Shwedagon
"İslomania" ve Benim Adalarım
Cusco' da Bir Gezgin
Işık ve Müziğin Dansı: Viyana & Salzburg
Her Ada Bir Dünya: Endonezya

Önerdiklerimiz

YERALTINDAKİ İSTANBUL TURU
SÜLEYMANİYE - VEFA - ZEYREK
LYON IŞIK FESTİVALİ
BANGLADEŞ

BANGLADEŞ

10 gece 11 gün
KONYA ŞEB-İ ARUS TÖRENİ
PERA’DAN GALATA’YA 6-7 EYLÜL 1955
İSTANBUL'UN HANLARI VE ÇARŞILARI
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]