1985 yılında vizyona girmiş olan ünlü yönetmen Sydney Pollack’ın “Out of Africa” ya da Türkçe ismiyle Benim Afrikam filmini seyredip de büyüsüne kapılmamış bir kişiyle henüz tanışmadım. Meryl Streep ve Robert Redford’un güçlü oyunculuğunun ötesinde Afrika ve Kenya hakkında objektif bir yaklaşım sunabilmiş olması oldukça önemli. Diyebilirim ki bu film pek çok kişinin hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Nasıl mı? İçimizde uyuyan Afrika merakını uyandırdığı ve bizi Kenya yollarına düşürdüğü için. Hani bazı ülkeler, şehirler veya mekânlar vardır; daha yola çıkarken bile evinize gittiğinizi hissedersiniz. Dönüşte ise kalbinizin bir kısmını orada bırakır, tekrar ve tekrar aynı yere dönmeyi dilersiniz. İşte Kenya benim için böyle bir yer. İçimin yine böyle bir özlemle kaplandığı bu günlerde sizlere Kenya’yı benim sevdiğim şekliyle anlatmaya çalışacağım.
İlk durağımız Nairobi. Yani “Soğuk Suların Yeri”.. 2 milyondan fazla nüfusu ile Afrika’daki en büyük 4ncü şehir olan Nairobi’nin her bir köşesinde sizi ayrı bir sürpriz bekliyor. Zenginliği, fakirliği; umudu, umutsuzluğu; modern ve gelenekseli öyle bir iç içe yaşıyorsunuz ki.. İlk etapta bu şehir hakkında ne düşüneceğinizi şaşırıyorsunuz. Oldukça küçük olan Milli müzesi son derece yaratıcı ve başarılı sergileme biçimi nedeniyle görülmeye değer. Her Doğu Afrika’ya gelenin tecrübe etmesi gereken bir deneyim de Maasai Mara’ya küçük uçaklar ile yapılan yolculuk. İşte artık gerçekten Kenya’dasınız… Toprak alana indiğinizde neredeyse uzansanız tutacakmışsınız hissine kapıldığınız bir gökyüzü karşılıyor Masaii Mara’da sizi. Yıldızların gökyüzünde dans ettiğine şahit olup ruhunuza dolan coşkuyla daha bir parlak olduklarını görüyorsunuz. Yıldızlar öyle yakınlar ve öyle çoklar ki gece balkonunuzdan bu doğal ihtişamı seyrederken ruhunuzu bir huzurun kapladığını hissediyorsunuz. Sabahın erken saatlerinde sizi bekleyen safarinin merakı ve heyecanı ile uyanıyor ve 5 önemli hayvanın hepsini bu ilk safaride görebilecek miyim düşüncesi ile muhteşem Afrika kahvenizi yudumluyorsunuz. Bu safarilerin en güzel yanı doğaya müdahale etmeden onun bir parçası olmanın ve hatta orada sadece birer konuk olduğumuzun bize nazikçe anlatılması. “Big Five”, 5 büyük denilen hayvanlar Aslan, Leopar, Fil, Gergedan ve Bufalo. Aslında vakti zamanında avcılar tarafından avlanılması en zor hayvanları ifade etmek için kullanılan bu tabir şimdi safariler sırasında mutlaka görülmesi beklenen hayvanları ifade etme biçimine dönüşmüş. Tabii ki Kenya’ya olan ziyaretinizde görebileceğiniz hayvanlar 5 büyük ile sınırlı değil. Çita, Çakal, Babun, Boynuzlu Afrika Yaban domuzu, Zürafa, Zebra, Ceylan, İmpala, Su aygırı ve Wildebeast (Toynaklı Afrika Antilopu) gibi farklı hayvanları görmek de mümkün.. Ayrıca 450 den fazla kuş cinsi de Kenya’nın farklı bölgelerinde gözlemlenebiliyor. Toynaklı Afrika Antiloplarının büyük göçü Maasai Mara ile Serengeti (Tanzanya) arasında her yıl gerçekleşiyor. Yaklaşık 2 milyon antilop Kenya ile Tanzanya arasında geçiş yapıyor. Tabii ki bu büyük sürüyü Zebra, ceylan, impala, leopar, aslan, çita, sırtlan ve de akbabalar takip ediyor.
Bu büyülü atmosferden ayrılarak Lake Nakuru’ya doğru Kenya’nın bilinmeyen küçük kasaba ve köylerinden geçip bu güzel ülkenin bir başka yüzünü görüyoruz. Öyle çok farklı yüzü var ki Kenya’nın… Hangi yüzüne hangi ruh haliniz ile baktığınız çok önemli. Lake Nakuru’da da safariler ile renklenen günlerinizin hiç sona ermemesini diliyorsunuz.
Kenya insanı inanılmaz bir şekilde medeni ve kibar. Oldukça güler yüzlü ve saygılılar. Belki de bu ülkeyi vazgeçilmez kılan öğelerden biri insanı. 42 adet kabile ve etnik grup yaşıyor Kenya’da. Ancak bunlar arasında en meşhur ve belki de en az olanlarından biri Maasai kabilesi. O upuzun boyları, inanılmaz biçimli kemik yapıları, asil ve mağrur duruşlarını ilk gördüğünüzde bile “Evet, işte bu bir Maasai” diyebiliyorsunuz. Ülkede İngilizce yaygın biçimde konuşuluyor çünkü Resmi Dil. Hiçliğin ortasında bulunan bir köyde bile sizinle İngilizce konuşabilecek birkaç kişi bulmak mümkün. Halk ortak dil yani milli dil olarak Kiswahili veya Swahili de denilen dili konuşuyor. Bunun dışında pek çok aile evde kendi özgün kabile dilini de konuşuyor. Aslında Swahili “sahilden” demek ve Arap akınlarından etkilenen sahil şeridindeki halkın kendi özgün dillerinin Arapça ile karışması sonucu oluşmuş. Hazır sahil şeridinden bahsetmişken Kenya’nın yükselen yıldızı Mombasa’dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Derin su balıkçılığı ve dalış özel ilgi alanlarınız ise buraya kadar gelmiş iken Mombasaya da uğramanızı şiddetle tavsiye ederim.
Kısacası benim için kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir ülke Kenya. Hayatınıza bambaşka bir anlam katabilecek yerlerden biri. Aslında en doğru deyişle; Kenya anlatılmaz… Yaşanır..
Ne alınır:
Yerli halk tarafından yapılmış boncuk örmeli takılar, Afrika desenleri ile bezenmiş tahta takılar, tahta oyma eşyalar, muhteşem Afrika manzaralarının betimlendiği tablolar alınabilecek bazı hediyelik eşyalar. Eğer desenli kıyafetlerden hoşlanıyorsanız geleneksel kıyafetler tam size göre..
Ne yenir:
Kenyalıların en revaçtaki yemekleri Ugali ve Nyama Choma’dır. Ugaliyi hazırlamak için mısır, süt ve su katı bir kıvama gelene kadar pişirilir. Çeşitli yahni yemeklerinin yanında servis edilir. Kahvaltıda bile bulunabilen bir yiyecektir. Nyama Choma ise rosto edilmiş veya ızgarada pişmiş kırmızı et veya balıktır. Bir diğer geleneksel yemek ise Sukuma wiki ve ıspanak, kızarmış soğan, domates ile biberin sotelenmesi ile hazırlanıyor. Ayrıca ananas, papaya, karpuz, mango, portakal, muz, hindistancevizi ve passion fruit sıklıkla rastlayabileceğiniz meyveler. Otellerde bu leziz meyvelerin suları da sıklıkla sunuluyor misafirlere.
Ne içilir:
Kenya’da üretilen lezzetli ve kaliteli kahve mutlaka denenmeli. Mombasa’da kahveyi farklı aromalarla harmanlayarak pişirmeleri bana Mırra’yı hatırlatır hep. Ülkede en çok tercih edilen içeceklerden biri de Chai yani sütlü çay. İngilizlerin Kenyalılara tanıttığı sütlü çay bu geleneğin dışında bir biçimde pişirilir ve bizim alışık olduğumuz sütlü çaydan oldukça farklıdır. Maziwa lala ise ekşimiş sütten yapılan ayrana benzer bir içecek. Kenya birası da çok tercih edilen içeceklerden. Kenyalılar birayı ılık içerler. O nedenle eğer soğuk bira istiyorsanız mutlaka belirtin.
Swahili Sözlük:
• Merhaba - Salam, habari
• Hoşçakal - Kwaheri
• Nasılsın, nasılsınız - Hujambo, habari gani
• Günaydın - Habari za asubuhi
• İyi geceler - Usiku mwema
• Teşekkürler - Shukrani, asante sana
• Önemli değil - Karibu sana
• Hoşgeldin, hoşgeldiniz - Karibu
• Arkadaş – Rafiki
• İyi – Nzuri
• Hayır – Hapana
• Tamam – Sawa
• Lütfen – Tafadhali
• Su – Maji
• Zaman – Saa
• Şimdi – Sasa
• Kuş – Ndege
• Buffalo – Nyati
• Çita – Duma
• Aslan – Simba
• Leopar – Chui
• Gergedan – Kifaru
• Fil – Ndovu
• Sorun yok – Hakuna Matata