Assisi


Yüzyıllar boyu aynı duygu seline kapılarak tepedeki bazilikanın yolunu tutmuş hacılar. Zorlu yolda tırmanırken bacaklarının ağırlığı arttıkça kutsal yere ulaştıklarında günahlarının affedileceği inancı onları cesaretlendirmiş.

Assisi kutsallıkla yoğrulmuş o bildik yerlerden birisi. İtalya'nın en yeşil ovalarından birisine hâkim bir tepe üzerine kurulmuş. 2000 yılı aşan bir geçmişe sahip olmasına rağmen Assisi'ye gerçek önemini 800 yıl önce burada yaşayan Aziz Francesco kazandırmış.

Fransisken tarikatının kurucusu olan Francesco 1182 yılında burada doğar. Hali vakti yerinde tüccar bir babanın oğlu olarak hareketli bir gençlik yaşayan Francesco macera merakı ile katıldığı bir savaş sırasında esir düşünce, tutsak kaldığı zindanda dünyası değişmiş. Bambaşka bir insan olarak zindandan çıktıktan sonra babasının tüm karşı koymalarına rağmen zenginliğe sırt çevirerek kendisini Tanrı yolunda hizmet etmeye adar. O dönem maddi çıkarlara yönelmekle eleştirdiği kiliseye sırt çevirerek yoksul bir dindarlığı savunur. Değer verdiği sıradan insanlara gerçek Tanrı sevgisini aşılamaya çalışırken onun dürüstlüğü ve içtenliğine inanan insanlar onu adeta daha sağlığında azizleştireceklerdir. 1226 yılında ölümünün ardından gömüldüğü mezara koşuşan kalabalıklar Assisi'yi küçük bir Kudüs'e çevirirler. 

Francesco'nun mezarının üzerine kurulan altlı üstlü iki bazilika dönemin en önemli sanatçılarınca freskolarla bezenir. Cimabue, Giotto'dan Simone Martini'ye büyük isimler bu hoşgörü sembolü azizin mekânını bir sanat hazinesine dönüştürürler.  O gün için sanatta devrim sayılabilecek teknik ve ifadeler Giotto başta olmak üzere sanatçılarca ilk olarak burada uygulanır. Sanat mekânın kutsallığını perçinler. 

Günün neredeyse her saatinde ayin yapılan kiliseler kalabalıklarla dolup taşıyor. Gelenlerin çoğu hacılar... Sanat tarihi meraklıları da az değil. Ancak içerdeki görevliler burasının bir müze gibi gezilmesini pek iyi gözle görmüyorlar olsa gerek, içerde bir ses duyulduğu anda “Silenzio” “Sessizlik” diye bir anonsla herkesi sükûnete davet ediyorlar. Gerçekte bu sükûnet ortamında bu sanat şaheserleri daha da çekici oluyor sanki.  Buraya dini ziyaret amaçlı gelenleri en çok heyecanlandıran an ise mezarın bulunduğu yer altı katı olan kriptaya iniş. Saygılı kalabalık ağır ağır basamaklardan inerek azizin mezarını tavaf ediyor. Aziz Francesco İtalyanların ulusal azizi olarak kabul edilmiş. Burası onlar için çok önemli. 

Ziyaret bazilika ile bitmiyor. Azizin yaşadığı evden yürüdüğü sokaklara kadar her yeri görmek isteyenler bazilikanın bahçesinden itibaren başlayan şehre yöneliyorlar. 

700 yıldır silueti değişmeyen bir şehir Asisi.  Kıskançlıkla korunan taş binaların arasındaki sokaklarda yürürken duyumsanan atmosfer geçmişle heyecan verici bir bağ kurulmasını sağlıyor. Bu mekânlarda yaşayan İtalyanlarda geleneklere ve kültür mirasına sahip çıkma duygusu son derece anlaşılır bir şey ve bu bir o kadar da imrendirici bir durum. 

Yüzyıllar önce burada yaşayanların şehrin yönetimine katıldıkları, karar aldıkları binalar bugünde ayakta ve hala aynı işlevi görüyorlar. Geçmiş bugünle iç içe Assisi'de. 

Meydana ve ana caddeye ulaşan yer yer merdivenlerden oluşan ara sokaklar taş binaların çiçeklendirilmiş cepheleriyle ne kadar da göz alıcı. Bu sempatik sokaklarda dolaşırken insan kaybolmayı arzuluyor. Her bir köşe sürprizlerle dolu.

Şehrin tam ortasındaki meydandaki küçük kafelerden birisine oturup etrafı gözlemlemekte ayrı bir keyif.  İtalya'nın her tarafından gelen hacı grupları Aziz Francesco'nun izinde adım atmadıkları yer bırakmıyorlar. Bu arada yine aynı dönemde yaşamış ve Francesco'dan etkilenmiş olan Azize Chiara’nın mezarının bulunduğu kilise de kutsal ziyaretin bir başka ayağını oluşturuyor. 

Cadde boyunca yayılan galeriler ve mağazalar dine dayalı bir ticaretten daha fazlasını ifade ediyorlar. Hele biblo satan mağazalardaki şarap fıçısına sarılarak içki içerken küfelik olan din adamı gibi heykelcikler bu denli kutsal bir şehirde hoşgörüye ve mizahi bir anlayışa da işaret ediyor galiba.   

Son yıllarda İtalya’da yaygınlaşan barış amaçlı gösterilerin sık düzenlendiği yerlerden birisi de Assisi. En önemli mesajlarından birisi  “pace” yani barış olan Francesco’nun şehrini gökkuşağı renkleri ile bezeli bayraklarıyla barış gönüllülerinin doldurması şaşırtıcı olmuyor belki ama bu “Küçük Kudüs”te kilise yolunda orak-çekiçli bayraklarıyla gösterilere katılan komünistleri görmek biraz şaşırtıyor. Galiba Fellini’nin şöyle bir sözü vardı “İtalyanların yarısı katoliktir, diğer yarısı da katolik olmadığını zanneder”. Usta biraz doğru söylemiş diyesi geliyor insanın.

Eğer yolunuz Assisi'ye Aralık ayının sonlarına doğru düşerse bir diğer şaşırtıcı görüntü karşılar sizi. Bazilikanın önündeki tepe İsa peygamberin doğumunu anlatan bir kompozisyon oluşturan heykellerle bezenir. Burası Ortadoğu'nun Betlehem'ine dönüşür. Meryem Ana, Yusuf, bebek İsa, çobanlar, hayvanlar ve daha onlarca insan. Sevecen ve herkes gibi yaşamış olan bir İsa'yı bundan 8 yüzyıl önce insanlara anlatmak ve sevdirmek amacıyla ilk olarak “kreş” adı verilen bu düzenlemeyi Francisco burada yapmış. Onunla başlayan bu gelenek günümüzde Noel döneminde tüm Hıristıyanlık âleminde yaşatılıyor. 

Eski şehrin dışında kalan bazı ziyaret mekânları da var. Bunlardan birisi Aziz Damiano kilisesi. Günlerden bir gün kırlarda dolaşmaya çıkan Francesco harap bir kilise görür. İçeri dua etmek için girdiğinde orada bulunan bir İsa ikonu canlanarak ona konuşmaya başlar ve “Ey Francesco, kilisemi sen onaracaksın” diye hitap eder. Bu mucize ile heyecanlanan aziz bu harap kiliseyi onarması gerektiğini düşünmüştür, ancak gerçekte İsa peygamber ondan bunalımda olan “Katolik Kilisesi”ni düzene sokmasını istemektedir. Çok geçmeden Francesco bunu anlayacaktır. Yaşam öyküsü de zaten onu ikinci bir İsa gibi gösterir. 

Ovada bulunan “Meleklerin Meryemi Kilisesi” ise azizin yaşadığı bir diğer mekân. Özellikle yukarıda kalan Assisi'den bakıldığında ovayı kaplayan sis denizinin ortasında yalnızca boşlukta asılı gibi görünen kubbesi belli olur. Dev kubbe sanki meleklerin kanatları üzerinde uçmaktadır.   

Ortaçağ’da katolikliğin kurtarıcısı gibi görülen Francesco’nun yaşadığı Assisi kutsallığın yanı sıra sanatla da işlenmiş bir şehir. Rönesans Floransası'na giden en önemli duraklardan birisi.

Yıldırım Büktel

Makaleleri
Bir Kış Senfonisi - Rovaniemi, Lapland
Ağlama Duvarına Faks
Moğolistan
Kaşgar'da Bir Pazar Günü
Siena: Bir Ortaçağ Hazinesi
Suriye' deki Haçlı Kaleleri
Assisi
Hüznün ve Eğlencenin Kenti: BEYRUT
Doğu' daki Mavi Yolculuk
Hayvanseverlerin başkenti Assisi
Masal Şehir, San'a
Özbekistan: Semerkand' dan Taşkent' e yolculuk
Okyanus kıyısındaki ortaçağ masalı
Kıpır kıpır bir kent Napoli
Osmanlı' nın sünger deposuydu bugün Ege' nin gizli cenneti
Rönesansın Başkenti: Floransa
Paylaşılamayan Kent: Kudüs
Orta Asya'da Bir Kardeş Ülke: Özbekistan
Fransız Rönesansının Gözdeleri

Önerdiklerimiz

HEYBELİADA

HEYBELİADA

Günübirlik
FENER - BALAT TURU
ANDREA BOCELLI KONSERİ
BURGAZADA - KINALIADA
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]