image

Savaş Alanlarına Gitmek

24 Temmuz 2014 - Serhan Güngör

FEST Travel, 30 yıllık tarihinde, kültür turizmi kavramını Türk gezginlere tanıtan öncü bir seyahat acentesi olmanın ayrıcalığı ile birçok “ilk”e imza atmıştır. Bu ilklerden birisi de; tarihte ilk defa Türk Kurtuluş Savaşı alanlarına düzenlenen bir “Savaş Alanları” özel ilgi gezisidir. Daha önce sadece anma törenleri, okul turları, askeri geziler ya da meraklılarının bireysel gezileri ile gidilen savaşın özgün tarihi mekânlarına ilk defa FEST Travel ile “savaş alanı” temalı, programlı bir organize gezi düzenlenmiştir.

“Kurtuluşun Coğrafyası: Sakarya, İnönü, Kocatepe, Dumlupınar” adını verdiğimiz bu tur, FEST Travel Seyahat Acentesi ile birlikte ilk defa benim rehberliğimde 1 - 2 Nisan 2006 tarihlerinde yapıldı. Gördüğü ilgi üzerine daha sonra defalarca tekrarlandı. Bu turun başarısı üzerine FEST gezginleri ile Çanakkale Savaşlarını; tarih, arkeoloji ve mitoloji arasında gizemler barındıran Troya Savaşı’nı gerçek mekânlarında öğrendik, anlamaya ve anmaya çalıştık. 

Savaş alanları turizmi, özel ilgi turizminin başlıca dallarındandır ve son yıllarda ülkemizde önem kazanmaktadır. 1990’lardan sonra Çanakkale savaş alanlarının uluslararası kitle turizmine açılması ve özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gruplar halinde anma (25 Nisan’larda yapılan ANZAC günü etkinlikleri) ve gezi amaçlı bu bölgeye gelen ziyaretçiler, Türkiye’de savaş alanlarını, organize turizmin ilgi ve faaliyet alanına dâhil etmiştir.

Modern bir kavram olarak turizm ile savaş alanlarının örtüşmesi 1. Dünya Savaşı sonrasına denk düşer. Thomas Cook Acentesi, 11 Kasım 1918’de silahların susmasının hemen ardından İngiltere’den, Batı Cephesi’nin Belçika Flanders bölgesi ve Fransa Somme bölgesine turlar düzenlemeye başlar. Bunu, 1919’da İngiltere’de kurulan St. Barnabas Society adlı bir organizasyonun düzenlediği, savaşta ölen asker yakınlarını varsa mezarlarına, yoksa öldükleri yerlere götüren “hac ziyaretleri” izler.

1. Dünya Savaşı’nda savaşan taraflardan toplam 9 milyon insanın hayatını kaybettiğini, sırf Britanya İmparatorluğu ordularında 1 milyon’dan fazla askerin savaş alanlarında öldüğünü anımsarsak, savaş sonrası gerçekleşen bu anma ziyaretlerinin kitlesel boyutunu algılayabiliriz.  

İngiliz, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı eski asker ve asker yakınlarının Türkiye’ye yaptıkları bu tür toplu harp alanı ziyaretlerinin ilki 1934 yılında Gelibolu Yarımadası’ndaki savaş alanlarına yapıldı ve Atatürk, savaşta sevdiklerini kaybetmiş ailelere ünlü mesajını burada İçişleri Bakanı Şükrü Kaya aracılığı ile iletti.

Savaş alanları turları, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, sadece savaşanların ve yakınlarının hac ziyareti olmaktan çıkıp, dünya tarihini, siyasetini ve ulusal tarihlerini anlamak isteyen gezginlerin, tarihin kanlı dönüm noktalarının sahnelendiği coğrafyayı, buradaki kalıntıları ve anıları ziyaret etmek ve öğrenmek isteği ile örtüşen bir kültür turizmi şekline dönüşmeye başladı. Avrupa’da savaşan Amerikalıların, savaş sonrasında aileleri ile birlikte harpte gördükleri yerleri tekrar ziyaret etme arzusu, kültür turizminin kitleselleşmesine katkıda bulundu. Savaş alanlarının ve anılarının kültürel boyutuna baktığımızda, bugün tüm Avrupa’da, sadece 2. Dünya Savaşı dönemini (1939 – 1945) ve bu savaşın konusunu kapsayan 1,200’den fazla savaş müzesinin varlığı dikkatimizi çekmektedir.

Dünyada savaş alanları turizminin geliştiği mekânlara baktığımızda, ilk akla gelen yerler Fransa’da Normandiya bölgesi (2. Dünya Savaşı), Fransa’da Somme bölgesi (1. Dünya Savaşı), Belçika’da Flanders bölgesi (1. Dünya Savaşı), Amerika Birleşik Devletleri’nde Gettysburg (Amerikan İç Savaşı) ve Türkiye’de Çanakkale (1. Dünya Savaşı) savaş alanlarıdır.

“Savaş turizmi veya askeri turizmi ise kültür turizminin bir alt dalı olarak ayırmak gerekir. Çünkü Savaş alanlarına gidişin amacı savaşın tarihsel bir olay olmasıdır.

‘Savaş Turistleri’nin büyük bir kısmını savaşa katılan askerler, aileleri, tarih ve askeri tarihe meraklı turistler oluşturur. Geçmişle, ölümle, zafer ve yenilgiyle, dostluk ve düşmanlıkla yüzleşmek isteyen insanlar için ‘savaş alanları’ en uygun mekânlardır. Kültürün kökenlerini araştıran insanların karşısına da kaçınılmaz olarak savaşlar çıkmaktadır. Tarihe meraklı insanlar için de tarih savaşla doludur. Başkalarının değil, kendi yorumuyla savaşı anlamak isteyenlerin hedefi de savaş alanıdır. Savaş alanlarına bu duygularla hareket ‘Savaş Turizmi’ni ortaya çıkarmıştır”. 

Gelibolu Yarımadası, Tarihi Milli Parkı (GYTMP) ziyaretçileri üzerine yapılmış bir çalışmada, “bölgeyi ziyaret eden turistler GYTMP’nı kültür ve miraslarının bir parçası olarak görmekte ve bu motivasyon nedenleriyle ziyaretlerini gerçekleştirmektedir”.

Savaşı ve tarihi olayları öğrenmek ve anlamak için, neden olayların geçtiği özgün mekânları ve coğrafyayı gidip yerinde görmek gerekir?

“Tarihsel, arkeolojik, ekonomik, politik, psikolojik yönleri bulunan savaş turizmi coğrafyanın da ilgi alanındadır. Savaş alanlarının ve kanıtlarının yerleri, mekânsal dağılımı savaş alanlarında arazi kullanımı coğrafyanın araştırma konusudur. Tarihsel savaşların bazılarının yeri kesin olarak belli değildir. Yerin belirlenmesi için arkeoloji gibi coğrafyadan da faydalanılır. Savaş alanı başka bir k

HIZLI ERİŞİM

FEST Travel ile Dünyayı Kültürüyle Keşfetmek için Üye Olun.


Bunu bir daha gösterme