İki hafta önce bir Hıristiyanlık kutlaması olan Meskel Festivali için gittiğimiz Etiyopya’da ciplerle yaklaşık 2 bin 500 kilometre yaptık. Büyük Rift Vadisi gezisinde Aşağı Omo Vadisi Kabileleri’yle tanıştık. OmoDövmeler, boyalarla vücutlarını rengarenk birer sanat eserine dönüştüren bu kabileler, farklı görünmek uğruna anatomi değiştiren, acı veren yöntemler kullanmaktan kaçınmıyor.
Etiyopya tüm dünyada öncelikle kıtlık, açlıkla tanınan bir ülke. Bir zamanlar son imparatoru Haile Selasie ile, Eritre Savaşı ve Abebe Bikila başta olmak üzere olimpiyatlarda uzun mesafe koşucuları ile tanınırdı. Türkiye’ye altın madalyalar getiren iki şirin atletimizi de oradan transfer ettik.
LUCY TARİHİ DEĞİŞTİRMİŞTİ
Ama 1974’te Hadar’daki Avaş Vadisi’nde 3,2 milyon yıllık olduğu saptanan ufacık bir dişi insanımsıya ait iskelet parçaları bulununca bilim ve tarih dünyasının tüm teorileri altüst oldu. İskelet parçalarının bulunduğu sırada kampta ünlü Beatles grubunun “Lucy in the Sky with Diamonds” parçasının çalınıyor olması nedeniyle Lucy adıyla ünlenen bu insanımsı iskelet parçalarını sonra diğerleri izledi. Bilim insanları artık Etiyopya’yı dünya uygarlıklarının başlangıcı olarak kabul etmek zorunda kaldılar. Dünya tarihi yeniden yazılmaya başlandı.
2004 yılı sonrasında Etiyopya’nın ünlü Mavi Nil Şelalesi, Aksum (dikilitaşlar), Lalibela (kayaoyma kiliseler), Gönder (tarihi saray kalıntıları) ve Harar’a (eski kenti ile bir Müslüman yerleşimi) Türkiye’den ilk grupları götürmeye başladığım Etiyopya’nın bu kez Omo Vadisi’nde dolaştık.
Etiyopya öncelikle şaşırtıcı bir doğal güzellik. Yalnızca Simien ya da Bale dağları değil, Büyük Rift Vadisi başlı başına bir olgu. Giderek yavaş yavaş açılan bu fay, onbinlerce yıl sonra belki Afrika Boynuzu’nu bir Madagaskar Adası haline getirecek.
Etiyopya fauna, memeli hayvan, kuş izleyicileri, floraseverler için bir cennet. Özellikle timsah, flamingo, pelikanlar bambaşka. Endemik bitkiler, endemik yaratıklar son derece şaşırtıcı. Etiyopya’da sorunlu da olsa korunmaya çalışılan çok sayıda ulusal park var. Ama Afrika kabilelerini tanıma açısından özel bir yer.
EN İYİ GÖZLEM YERİ PAZARLAR
Etiyopya’da beşeri zenginliğin en iyi yaşandığı bölge Aşağı Omo Vadisi. Ülkenin her yerinde kabileler var. Ama Aşağı Omo Vadisi’ndekiler bambaşka. En ünlüleri tabii ki, dudaklarını büyüterek yuvarlak ahşap ya da seramik parçalarla süsleyen ve aynı kökten gelen Mursi ve Surma kabileleri.
Aşağı Omo Vadisi’nde sayıları 100 ilâ 100 bin arasında değişen çoğu hâlâ animist olan 16 kabile yaşıyor. Farklı tanımlamalar nedeniyle kimileri bunu 20’nin üzerine çıkarıyor: Ariler, Bannalar (Bennalar), Hamırlar, Konsolar, Karolar (Nyangatomlar), Bumiler (Bumeler), Dorziler (Dorzeler), Tsemaylar, Dassaneçler, Gurageler, Koygular, Bodiler (Maaleler), Erboriler (Arboreler), Borenalar...
Bu kabilelerin köylerini ziyaret etmek mümkün. Ayrıca çok sayıda kabile mensubunun katıldığı ortak pazarlarda onları görmek de. Kadın-erkek hemen hepsi ayrı ayrı dövmelere, saç modellerine ve süslemelere sahip. Bence bu dövmeler büyük acılarla gerçekleştiriliyor. Zaten onları ancak bu farklarla ayırabiliyorsunuz.
HER SÜSLEME BİR SİMGE
Örneğin kırmızı kum, tereyağı ve su ile karılan bir karışım ile süslenen Hamır kadınları saç stili ile ayrılıyor. Ya da kenarları bukleli saçlarıyla Borenalar. Üstleri çıplak Borenaların çoğu animist. Ama tanrılarına bazen Müslümanların etkisiyle “Allah” diyebiliyorlar. Büyük köylerde yaşayan Borenalar artık örtünüyor. Hatta bazı kızlar okula başörtüsüyle gidiyor. Acayip gelenekleri olan Bodi kabilesi erkekleri çıplak vücutlarını beyaza boyuyor.
Kat kat kolyelerden oluşan oldukça ağır kolyeleri (örneğin Karolar), vücutlarının bazı yerlerini örten müthiş estetik süslemeli hayvan derisi parçaları, ayak, kol, ve kulak süslemeleri, küpeler değişik kabile mensuplarını bir ortak pazarda ayrıca belirleyebilme noktaları.
Etiyopya’da kabile gezisi planlaması, mutlaka yerel pazar günlerine göre yapılmalı.
YERLİLERİ GİYDİREMEDİLER
Protestan misyonerler başta olmak üzere çok sayıda “uygarlık taşıyıcısı”(!) beyaz adam bölgeye gelmiş, gömlek, tişört dağıtarak üstsüzleri üstlü hale getirmeye çalışmış. İkinci adımda tabii ki kilise kurmuş.
Bölgedeki diğer bir olumsuzluk ilk gelen öncü gezginlerin ya da fotoğrafçıların fotoğraf çekmek için para dağıtmaları olmuş. Bu gezinizi etkiliyor. “Sorumlu turizm” peşinde koşanların ufak bir köye ortak “katkı” sunması çoğunlukla sorunu çözücü olabiliyor. Bu konu “onlar mı mutlu, biz mi mutluyuz” tartışması dışında yerel kültürlere saygı açısından da son derece önemli.
Yaygın yoksulluğa karşın, Etiyopya’da turistler iyi koşullarda ağırlanıyor. Örneğin biz son model, klimalı Japon malı ciplerle gezdik. Kabile köylerindeki tukul isimli evlere benzeyen yapılarda konakladık. Seçmeli yemekler yedik. Mevsim itibariyle sivrisinek sorun olmadı...
DUDAK ÇAPI BÜYÜDÜKÇE BAŞLIK PARASI ARTIYOR
Dudak büyütmenin gerekçeleri konusunda iki ayrı görüş var: Kimine göre civar kabilelerden köleleştirme amacıyla kaçırılmasın diye kadınların çirkinleştirilmesi; diğeri “güzel ve özel” görünme çabası. Gerçekte ikinci görüş geçerli. Çünkü bu kabilelerde genç kızlar ancak yaklaşık evlenme çağı olan 20 yaşına doğru böylesi bir işleme girişiyorlar. Dudak altlarında ufak bir yarık açıp bunu büyütmeye başlıyorlar. Dudak içine konan yuvarlak nesne ne kadar büyükse başlık paraları da o kadar fazla oluyor: 35’ten 60’a, 70’e kadar çıkan büyükbaş hayvan.
KÖYLERİNDE 85 ETNİK GRUP DOĞADA YÜZLERCE ENDEMİK BİTKİ
Etiyopya, tahminlere göre 85 milyon’a ulaşan nüfusuyla Afrika’nın ikinci en kalabalık ülkesi, yüzölçümü açısından da kıtadaki en geniş 10 ülkeden biri. 85 ayrı etnik grup, dil, 200 diyalektten söz ediliyor. Omotik, Kuşitik, Semitik, Nilotik gibi... Tüm bunlar önemli bir dil zenginliği. Gelenekleri, yazılı ve sözlü edebi birikimleri, müzikleri, aletleri, giysileri, giysizleri, totemleriyle müthiş bir beşeri renklilik.
Etiyopya federal bir cumhuriyet. Değişik bölgelerinde biri ulusal, diğeri bölgesel iki ayrı resmi bayrak dalgalanıyor. Nüfusunun üçte biri Müslüman, yaklaşık yüzde 60’ı Hıristiyan (büyük çoğunluk bağımsız Etiyopya Ortodoks Kilise’sine bağlı) olan ülkede animizm başta olmak üzere değişik inançlar var. Kısacası Etiyopya, bir diller ve dinler cümbüşü. Bazı önemli sorunlar elbette var. Ama bu dünyanın “en yoksullarından biri” diye tanımlanan ülkede kendi içinde, genel bir “hoşgörü” ortamında çift bayraklı, federal bir yaşantıyı