Mısır denince, insanın aklına çocukluğundan beri bildiği piramitler, mumyalar, görkemli tapınaklar gelir. Aklına ilk gelen görüntülerden biri de; dergilerde kitaplarda görmüş olduğu resimlerden; beyaz perdenin mumyalı, kamçılı, hazine avcılı filmlerinden aşina olduğu köpek başlı tanrı Anübis gelir… Tenten’in ünlü maceralarından ‘Firavunun Puroları’ çocukluk yıllarımızın Anübis resimlerini barındıran ilk görsel kaynaklardan biridir. Karanlıkların, mezarların, mezar odalarının, lahitlerin, mumyaların ve mumyacıların koruyucu tanrısı olan Anübis, kimi zaman ayakta, kimi zaman da oturarak, mezar tapınak duvarlarındaki resim ve yontularda, heykellerde siyah başlı bir çakal ya da köpek gibi tasvir edilmiştir. Kimi tarihçiler kurt kafalı bir tanrı olduğunu ileri sürmüşlerse de Nil Vadisi geçmişten günümüze kurtların yaşadığı bir doğaya sahip olmadığı için bu varsayım ciddiye alınmamış ve rafa kaldırılmıştır.
Anübis eski Mısır inanışına göre, ölen insanların öteki âleme yapmış oldukları yolculuklarında, onlara yol gösteren, mumyalarının hazırlanışında hem ölü bedene hem de mumyacılara rehberlik eden; ruhun öteki âlemin büyük tanrısı Osiris’in huzuruna çıkmadan önce, günahlarının tartılmasında hakemlik yapan bir tanrı olarak görülmüş, yine inanışa göre ikonografide insan gövdeli, köpek başlı, ya da tamamen bir köpek olarak tasvir edilmiştir. Bu nedenle de karanlıklar âleminin tanrılarından bir tanesi olmuştur. Yine inanış biçiminde ölülerin, mezarların, mezarlıkların bekçiliğini yaptığına, mezarları soygunculardan koruduğuna inanılan bu tanrı; öteki âlemin, yani cennetin tanrısı Osiris’in de sadık bir yardımcısı olarak gösterilmiştir. Öyle ki Osiris efsanesinde, kötü kardeşi Seth tarafından öldürülen Osiris’in bedeni parçalara ayrılıp Nil sularına atıldığı zaman, akıntıyla dağılıp kaybolduklarında, yükseklerden her şeyi keskin gözleriyle görebilen şahin başlı tanrı Horus’a, Anübis’te yardım etmiş; koku alma yeteneği ile Nil vadisinin kıyısına köşesine savrulmuş Osiris’in parçalarını bulup ortaya çıkartmıştır. Bundan sonra da Osiris’in sevgili eşi İsis, Bu parçaları bir araya getirip yapıştırarak bandaletlere sarmış, ardından kanatlarını çırpıp ilahi nefesini vererek Osiris’ini yeni baştan yaratmıştır.
Vurguladığımız gibi Eski Mısır inanışında Anübis’in en önemli özelliğinden biri de, öteki âleme yaptıkları yolculuklarında ölülerin günahlarını tartması olmuştur. İnanışa göre mumyalanan ölü mezara yerleştirildikten sonra ruhunun ‘İalu’ adı verilen cennetin bahçelerine ulaşabilmesi için öteki alemdeki yolculuğunda, tanrıların yardımlarıyla birçok sınav ve engellerden geçerek Osiris’in egemenliği altında bulunan cennetin kapıları önüne geldiğinde; kendisini büyük bir terzinin başında bekleyen, günahlarını tartacak Anübis’in karşısında bulur, bundan sonra da terazinin bir kefesinde ölünün kalbi, öteki kefesinde adaletin ve gerçeğin tanrıçası Maat’ın tüyü, günahların tartılmasına gidilirdi. Tartma işlemi yapan Anübis’in arkasında; bilgeliğin tanrısı, tanrıların yazıcı ve muhasebecisi İbis kuşu kafalı Thot yer almaktaydı. Thot, kalemle elinde tuttuğu papirüs üzerine ölen kişinin sevaplarını yazar, bundan sonra da ruh Osiris’ine, yani bir yerde cennetine kavuşmuş olurdu. Anübis’in mumyaları, mezarları koruması, öteki âlemdeki rehberlik işlevleri; kendisini eski Mısırlıların gözünde ve gönlünde en önemli tanrılar arasına sokmuş, başından sonuna, 3000 yıllık Mısır medeniyetinin tüm dönemlerinde en saygın tanrılar arasında yer almıştır.
Eski Mısır’da siyah bir köpekle özdeşleştirilen ve büyük saygı gören tanrı Anübis kültü, antik Nil Vadisinin kimi yerleşimlerinde kutsal olarak tanımlanan köpeklerin mumyalanarak gömülmesine neden olmuş, kimi nekropol kazılarında, Bugün Kahire Müzesinde örnekleri görülebilen birçok köpek mumyası gün ışığına çıkartılmıştır.
Eski Mısırlılara göre, tanrı Anübis’in en önemli görevlerinden biri de, ölen kişinin mumyasının hazırlanış süreci içinde, mistik ve ilahi gücüyle mumyacılara yardımcı olması, bunun yanı sıra öteki âlemdeki yolculuğuna hazırlanan ölü bedene ve ölen kişinin ruhuna rehberlik etmesiydi. Bu nedenledir ki mumyanın hazırlanış süreci içinde ilahiler, dualar ve büyülü formüller okuyan bir rahip başında, genelde ahşaptan yapılmış bir Anübis maskesi taşıyordu. Bugüne kadar birkaç nadir örneği günışığına çıkarılmış bu maskelerin en güzel örneklerinden biri, bugün Amerika’da Boston Müzesinde sergileniyor.
Anübis’in mezar, tapınak duvarlarında, lahit kapakları üzerinde görülen kendine özgü silueti, eski Mısırlı sanatçıların ellerinde mükemmel çizgilerle şekillendirilmiş; bilhassa köpek gibi bir hayvanla özdeşleştirilmiş olması, antik Mısır mitolojisinin en popüler tanrılarından biri olmasını sağlamıştır. Nitekim geçmişten günümüze, antik Mısır eserleri toplayan toprakaltı koleksiyoncularının en çok rağbet ettikleri parçalardan birini oluşturan Anübis heykelcikleri, köpek severlerin de ilgisini çekmekte, bu nedenle piyasada, çeşit çeşit Mısır çıkışlı Anübis reprodüksiyonları satılmaktadır.
Kaynak: http://www.kolektomani.com/?p=2985
Makale ilk olarak, Collection Dergisi /Sayı: 29 / Ekim 2009' sayısında yayınlanmıştır.