Dünyanın farklı bölgelerinde, “uygar” toplumlara göre, daha geri koşullarda yaşadığı öne sürülen kabileler, yerli halklar bulunuyor. Çoğunlukla Avustralya yerlileri için kullanılan “Aborijin” gibi terimlerle anılıyorlar. Önemli bölümünün yaşamı uzmanlarca gözlemlendi, belgesellere, gazete, dergi haberlerine konu oldular. İçlerinde en az bilineni Hindistan kabileleri. 1 milyar 170 milyon nüfuslu Hindistan’da bugün 645 kabile varlığını koruyor. Toplam nüfusları 84 milyona ulaşıyor.
Hindistan Anayasası, “Scheduled Tribes / Kabul Edilmiş Kabileler” olarak nitelenen bu grupları koruma altına alıyor. “Pozitif ayrımcılık” getiriyor. Kabileler Andra Pradeş, Madya Pradeş, Racastan, Gucerat, Assam (Nagaland), Orissa, Karnataka eyaletleri başta olmak üzere Hindistan’ın dört bir yanında yer almakta. İçlerinde kabileler açısından en zengin eyalet Orissa. 62 kabile, kolyeleri, küpeleri, duvar resimleriyle gözlerden uzak ve rengarenk bir yaşam sürdürüyor.
YAŞAMI RİTÜELLERLE KUTSUYOR YAKINMADAN, MUTLU YAŞIYORLAR
1820’lerden önce her yere “uygarlık” götürdüğünü iddia eden, bu yüzden bu tür grupları “vahşi”, “ilkel” gibi son derece tartışmalı terimlerle tanımlayan İngilizler, ardından bugünkü Hindistan Devleti’nin “geliştirmeci” heyetleri tarafından ısrarla rahatsız edilmelerine rağmen Hindistan’ın bu yöredeki kabileleri, Orissa Eyaleti’nin kültürel mirasını günümüze taşıyor.
Orissa kabilelerinin en ilginç olanları ormanların derinliklerinde ya da dağlık bölgelerde yaşıyor. Çoğu avcı ve toplayıcı. Daha az sayıdaki bazıları ufak çapta hayvancılık, dar alanda teraslı tarım yapıyor. Ormanlardan çıkanlar, dağlardan ovalara inenler daha fazla tarım ve hayvancılık yapıyor ve “çağdaş” olarak adlandırılan yaşam tarzına daha fazla asimile olmuş durumda.
Kabile ekonomisi sallantıda görünse de, birçok kabilede hâlâ para yerine “takas” geçerli olsa da, gezginler onlara acıyarak baksa da, mutlu bir hayatları var.
Orissa kabilelerinde ilginç olan, dinsel inançları. Genelde toprağı temsil eden tanrıça ve tanrılar başta olmak üzere çok tanrıya, sihire, büyüye, doğaüstü güçlere inanıyorlar. Bunları değişik objelerle simgeliyorlar. Ölüm, doğum, ad verme, kulak delme, burun delme, ergenlik, tohum atma, hasat, ataları anma toplu törenleri çok değişik ritüellerle, çok renkli toplu danslarla, yaratıcı müziklerle kutlanıyor.
Böyle bir gezide ayrıca mutlaka Koraput’taki Kabile Müzesi, Bubaneşvar’daki Kabile Sanatı ve Zanaatkarlık Ürünleri Müzesi’ne uğramak gerekir.
BONDA KABİLESİ
Erkekleri acımasızlıklarıyla kadınları süsleriyle ünlü
Hindistan’ın resmi kurumlarınca 645 topluluk İlkel Kabile Grupları (Primitive Tribal Groups) kategorisine giriyor. Fiziksel olarak izole kalma, nüfus azalması, okur-yazar sayısı düşüklüğü, teknolojik gerilik, avcı-toplayıcı olma gibi ölçütlerin ışığında 72’sini ayrı biçimde değerlendiriyor. Bu 72 kabilenin toplam nüfusu 1 milyon 400 bin. Orissa’nın 62 kabilesinden 13’ü bu kategoride. Eyaletteki kabilelerinin en ilginci Bonda. “Çıplak İnsanlar” diye biliniyorlar. 600 - 900 metre yüksekliklerdeki 32 köyde yaşıyorlar. Toplam nüfusları yaklaşık 7 bin kişi. Çok özel, izinli durumlar dışında gezginlerin Bonda köylerine gitmesi, hele fotoğraflarını çekmesi çok zor. Bu nedenle, onları görmek için farklı bir yöntem denemek gerekiyor. Haftanın belli günlerinde kurulan büyük köy pazarlarında Bondalara rastlanıyor. Orada bile erkekler fotoğraf çektirmeye izin vermiyor.
Bonda kabileleri yüzyıllardır değişmeyen bağımsızlık ruhu, özgürlük duygusu, “kaba” ve acımasız tavırları ile ünlü. Erkekleri pazaryerlerine gelirken pantolon-gömlek giyiyor. Buna karşın pazaryerinde bile ok ve yayla dolaşıyor. Yarı çıplak kadınları ise çok süslü. Yaklaşık 20 santim eninde, doğal boyalarla boyanmış, bitkisel elyaftan dokunmuş bir etek (ringa) giyiyor. Göğüslerini ise renkli boncuklar ve tatlı su kabuklarından yapılmış ince, uzun kolyeler kapatıyor. Kazınmış başlarını renkli bitkisel elyaflar sarıyor. Boyunlarında alüminyum (bir zamanlar gümüş ya da pirinç) boyunluklar, kulaklarında büyük küpeler, el ve ayak parmaklarında yüzükler dikkat çekiyor. Pazar yerlerine gelirken biraz da araziye uymak için olsa gerek bir omuzda düğümlenen ufak bir pelerin kullanıyor. Çoluk - çocuk, kadın - erkek hepsi sago palmiyesi özsuyu bağımlısı. Yaklaşık 14 derece alkollü bir içki bu...
GADABA KABİLESİ
Dansları büyüleyici.
Bondaların akrabası sayılan, çok sayıda köye yayılmış Gadaba kabilesi toplam 73 bin kişi. Güneş, kaplan, kobra, ayı, papağan, akbaba gibi klanlara ayrılıyor. Köyleri, renkli boyanmış, çizgisel yerleşime sahip evleriyle ünlü. Kadınları çok kalın alüminyum boyunlukları, saç iğneleri, kalın pirinç bilezikleri ve üçlü boyun halkaları, çizgili giysileri ile tanınıyor. Gadaba kabilelerinin ana tanrıçası Takurani, düz bir taşla temsil ediliyor. Gadabalar naik adlı bir laik yöneticiye, idisari adlı, dinsel lidere (yerine göre doktor, sihirbaz, astrolog) sahip.
Gadabalar kadın-erkek tütün kullanıyor. Palmiye içkisinin yanı sıra pirinç içkisi de içiyor. Çok sayıda kabile kadının birlikte yaptığı dans büyüleyici.
KONDA KABİLESİ
Kadınlar bıçaklarını saçlarında taşıyor
Toplam nüfusları yaklaşık 1 milyon dolaylarında olan Kond ya da Konda kabilesinin en ilginç grubu Dongriya (ya da Dongariya) ve Desai Konda. Bu grup üyelerinin köylerini gezdik. Desia köyünde evler çizgisel formda, oldukça ilginç renklere sahip, ev kapıları özel ustalık işleri. Köyün nehir kıyısındaki bir dikili taş tanrılarını temsil ediyor. Dongriya Konda kadınları da düzenli, bakımlı saçları, saçlarındaki bıçakları, alüminyum saç iğneleri, pirinç boyunlukları ile göze batıyor. Metal küpe, yüzük, kolye işlemeleri inanılmaz. Dongriya üyeleri metal ve ahşap işçiliğinde olağanüstü güzel örnekler sunuyor. Hayvanların çanlarını tahtadan yapıyorlar. Bu çanlar sakin kırsalda inanılmaz huzurlu bir ses çıkarıyor.
KUNDELİ PAZARI’NIN YERLİLERİ
Lanciyalar dünyaya kapalı yaşıyor, çok güzel duvar resimleri yapıyor
Hindistan’da çok sayıda kabile üyesini bir arada görme olasılığını yaratan ortamlar haftanın belli günlerinde kurulan ortak pazarlar. Bu pazarlardan biri de Kundeli Pazarı. Didayi, Mali, Lanciya Sora, Bado ve Pano Paroca üyelerini bu pazarda görmek mümkün. Mali kabilesi üyeleri ayak bileği ve kol dövmeleriyle diğerlerinden ayrışıyor. Büyük Paroca (Paraca, Poraca) kabilesi alt kolunu oluşturan Sano Parocaların ayırt edici özelliği burunlarına taktıkları süslü halkalar. Üç halkadan ortadakinin üstünde kırmızı taş bulunuyor. Toplam 480 binlik nüfusa sahip olan Soraların (Saora) en izole kabilesi Lanciya Soralar. Bu kabile duvar resmi konusunda maharetli. Erkekleri önden ve arkadan sallanan bez uzantılı külotları, kadınları kalın el ve ayak bilezikleri ile öne çıkıyor.
GEZGİNLER SORUMLU DAVRANMALI
Kabile gezileri “etno-turizm”in bir türü sayılabilir. Ancak gezginler çok dikkatli olmalı. Elinde patlamış mısırla hayvanat bahçesi gezmek gibi turistik bir faaliyet değildir kabile yaşamını keşfetmek. İyi bir gezgin gittiği her yerde, her canlıya özellikle de yerli halka doğru yaklaşmak, kişi haklarına saygı göstermek zorundadır. Kabilelerin seçtikleri yaşam kendilerine aittir. Kasaba pazarlarına geldiklerinde gördükleri, kasaba televizyonlarında kısmen izledikleri “modern” hayatın cazibesine karşı koyup kendi tarzlarında direten, ormanlık ve dağlık arazilerde bağımsız kalmayı seçen, başına buyruk yaşayan bu kabilelerin istemlerine saygı duymak gerekiyor. Onları olduğu gibi kabul edip, anlamaya çalışmalıyız. Bu nedenle kabile üyelerini “para” ile etkilememek, özel yaşamlarına müdahaleden kaçınmak, onları rahatsız etmemek, özellikle çocukları uygar insana cazip gelebilecek hediyelerle baştan çıkarmamak ve kişi haklarına son derece saygılı olmak bu tür gezginlerin en başta gelen ilkeleri olmak zorunda.