Reformist sultan II. Mahmut ile başlayan Osmanlı’da yenilik dönemi hemen sonrasında tahta çıkan oğlu Abdülmecid ile devam ediyordu. 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ve 1856’daki Islahat Fermanı da bunları kanıtlar nitelikte. Bu iki ferman aynı zamanda “Hasta Adam”ı batıya yaklaştırarak ayağa kaldırma çabaları ile birlikte ülkedeki azınlıkların haklarının genişletilmesinin birer simgesi.
İşte Haliç’in Fener sırtlarında, bugün bazılarının Fener Rum Patrikhanesi zannettiği, bazılarının ise varlığından bile haberdar olmadığı, kaleyi andıran muazzam yapı, dolaylı olarak da olsa Osmanlı’daki yenilik çalışmalarının bir sonucu olmuş. Her ne kadar okulun tarihi 1454’e kadar dayansa da, bu yapı Fener Rum Lisesi 1881-1883 yılları arasında, kale mimarisini çok seven, hatta öncesinde de dönemin İngiltere Büyükelçisi Henry Bulwer adına Yassıada’da kale benzeri yapılar inşa eden Konstantin Dimadis mimarlığında inşa edilmiş.
19. yüzyılda Avrupa’da popüler hale gelen eklektik şato mimarisini İstanbul’a uygulayan Dimadis, Haliç’e hakim konumdaki bu gösterişli eserinde, belki de mezun olduğu okulun daimi bir binasının bir türlü olamamasının acısını çıkarmış. Zira okul, 19. yüzyılın başlarında bir dönem Kuruçeşme’de Mavrokordatos Konağı’nda, daha sonra da Hacı Hanannon Evi’nde eğitime devam etmiş. Mekteb-i Kebir 1883’te okul inşasının tamamlanmasıyla beraber bugünkü binasına taşınmış.
Marsilya’dan özel olarak getirtilen ateş tuğlalar binanın temel yapısını oluşturuyor. Tuğlanın yoğun olarak kullanılması halk arasında okulun Kırmızı Mektep olarak da anılmasına neden olmuş. Ateş tuğlaların Marsilya’dan İstanbul’a kadar getirilmesinde en büyük pay dönemin ünlü bankerlerinden Yorgo Zarifi’nin. 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı’nın içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara paralel olarak maddi zorluklar çeken azınlık kurumuna en büyük desteği veren Zarifi, aynı zamanda daha önceki yıllarda Marsilya’da kurduğu ticari ilişkiler ile yapı malzemesi akışının hızlanmasında rol alan kişi olarak biliniyor.
Haliç’e hakim küçük bir bahçesi ve simetrik iki merdivenli, son derece hoş bir girişi bulunan okul, bodrum, zemin ve zemin üstünde iki katı ile toplamda dört katlı bir binaya ve bunun yanında iki katlı bir kuleye sahip. Heybetli görüntüsünün aksine sınıflar, amfiler, salonlar ve laboratuvarlar nispeten dar yapıda. Mimari planında toplamda 11 sınıf, laboratuvar, laboratuvar amfi, kimya ve biyoloji salonları bulunan okulun kulesinin arka kısmında ise mimar Dimadis’in imzası bulunuyor. İnşa edildiği dönemde erkek lisesi olarak eğitime başlayan fakat sonrasında yakınında bulunan Yuvakimyon Kız Lisesi’nin öğrenci azlığından kapatılmasıyla karma eğitime geçen okulun son dönemlerde pek öğrencisi kalmamış. Her dönem öğrenci sayıları farklılık gösterse de Kırmızı Mektep son yıllarda ortalama 40 öğrenciyle eğitimini devam ettirmeye çalışıyor.
Osmanlı Devleti’ne birçok devlet adamı yetiştirmiş Kırmızı Mektep, her ne kadar eski ihtişamlı günlerinden uzak olsa da bugün halen Haliç’in hiç şüphesiz en önemli yapılarının başında geliyor. 19. yüzyıl mimarisinin en güzel şekilde yansıtan yapı, Haliç’in en önemli semtlerinden biri olan Fener’e heybetiyle adeta koruyuculuk ediyor.
KAYNAKÇA
Koçu, R, E.,(1944), “Fener Rum Erkek Lisesi”, İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 10, s: 5641, İstanbul.
Karslı, Ö., (2006), İstanbul’da Rum Liseleri ve Ioakimion Rum Kız Lisesi Restorasyon Projesi, Yüksek lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, İstanbul.
Ülke, R., (1957), İstanbul Anıtları/ Ayvansaray, Balat ve Fener Semtlerinde Anıtlar, Yeni Matbaa, s:18-19, İstanbul.