Asırlardır süre gelen savaşlar sonrasında kuzeyden ve batıdan gelen Burma saldırıları adeta birer tarih tekerrürüydü Siamlılar için. Acımasız Burma ordusu eğer Siam'ın tarihi başkenti Ayutthaya'ya ulaşırsa büyük zararlar verir ve fena halde yağmalardı.
Burmalılar’ın 1767'deki kuşatması Siamlılar için en ağırlarından biri olarak tarihe geçmişti. Zira Siam kaynaklarında Ayutthaya'nın, yağma ve talandan sonra yedi gün yedi gece alevler içerisinde kaldığı yazmaktadır. Taşınabilir durumdaki değerli eşyalar olabildiğince yağmadan kurtarılmaya çalışılmış, taşınamayacak boyutta olanlar ise Burmalılar'ın dikkatini çekmemesi için alçıyla kaplanarak kamufle edilmeye çalışılmıştı. Başkentin böyle bir felakete uğraması dönemin kralı Taksin'i yeni başkent arayışına itti. Bugün Bangkok'un semtlerinden biri olan Thonburi de hızlı bir şekilde Taksin’in emriyle bu nedenle kuruldu. Ayutthaya'dan kurtarılabilen kutsal eşyalar, tapınaklardan kaçırılabilen heykeller de akabinde Thonburi'ye taşındı.
1782'de tahtı ele geçiren, bugün Tayland yönetimini halen elinde bulunduran Chakri Hanedanlığı'nın kurucusu, kral I. Rama, ilk iş olarak başkent Thonburi'yi genişletmeye karar verdi. Böylelikle bugünün Bangkok'unun da temelleri atılmış oldu. Bu dönemde yapılan tapınaklara Ayutthaya'dan getirilen Buda heykelleri yerleştiriliyordu. Özellikle de 19. yüzyılın ilk yarısında kral III. Rama döneminde yaptırılan Chotanaram Tapınağı'na yerleştirilen alçı heykel, kısa süre içerisinde bir çok Budisti cezbetmeyi başarmıştı. Zira alçı heykel sıradan bir heykel değildi. Yaklaşık 3 metre yüksekliği ve 5 buçuk ton ağırlığıyla devasa bir heykeldi.
1950'li yıllara gelindiğinde Chotanaram Tapınağı bir hayli yıpranmış, özellikle yağmur mevsimlerinde fazlasıyla su alıyor ve alçı Buda heykeli zarar görüyordu. Bu dönemde inşa edilmeye başlanan Viharn Tapınağı, heykelin yeni evi olacaktı. 25 Mayıs 1955'te son hazırlıklar tamamlanmış, sıra heykelin taşınmasına gelmişti. Eski yerinden alınan heykel bir hayli ağırdı. Taşınma esnasında halatların kopmasıyla yere düşen heykel zarar görmüştü. İşçiler can havliyle kaçmış, fakat heykeli kaldırmak için döndüklerinde büyük bir sürprizle karşılaşmışlardı. Heykelin bir bölümü kırılmış ve kırılan alçıların altından şaşırtıcı bir şey çıkmıştı: Altın. Şaşkın işçiler merakla alçı parçaları sökmeye koyuldular. Temizliğin sonunda alçı kabuğun altından göz kamaştırıcı yeni bir Buda heykeli çıkmış, sıradan bir alçı heykel nefes kesici bir altın heykele dönüşmüştü...
Yaklaşık 200 yıl boyunca alçı kalıp içerisinde bunalan heykel, 2010’dan beri Bangkok'un Çin Mahallesi'ndeki Traimit Tapınağı'nda sergilenmekte. 18 karat altından yapılan Altın Buda oturur pozisyonda tasvir edilmiş. Tayland'da bir çok örneği olan Maravijaya duruşunda, yani Buda'nın bağdaş kurmuş halde otururken bir elinin dizinde diğer elinin ise açık olarak kucağında yer aldığı şekilde yapılmış. Bu tasvir Budist kültüründe aynı zamanda Buda'nın aydınlanmasını simgelemektedir. Spiritüel enerjiyi de temsil eden, heykelin yumurta formundaki baş kısmı 13. - 15. yüzyıllar arasında hüküm sürmüş Sukhothai Hanedanlığı döneminde yapıldığı fikrini güçlendiriyor.
Günümüzde hem Tayland'ın hem de Güneydoğu Asya'nın en etkileyici Buda heykellerinden biri kabul edilen Altın Buda, bulunduğu Traimit Tapınağı’nı da Bangkok’un en popüler ziyaret noktalarından biri kılıyor.