
Sait Faik gibi "yazmasam deli olacaktım" dercesine Japonya ile ilgili yazmak istedim.
Yine yollardaydım. Benim güzel Hindistan'ım ile açılan Asya gönül gözüm beni yine, yeni, yeniden Asya'ya götürdü. Bu sefer yolum doğu Asya'ya, doğan güneşin ülkesine, nazik ve hünerli insanların yaşadığı Japonya'ya oldu. Duyduğum merak, keşfetme isteğim, seyyah olma hissim bana sadece yepyeni bir kültür tanımayı değil, yolculukta kendimi daha da tanıma fırsatı yarattı.
Nisan başı, kiraz çiçeklerinin açtığı Sakura dönemi, belki de birçoğu için yılın en güzel zamanı... 372 farklı kiraz çiçeği türünün açtığı bu dönemde gelenekler ülkesi Japonya'nın tadına ve farkına varmaya çalıştım. İçimde bir çiçek daha deneyimlerle büyüdü; bu benzersiz ve çok renkliydi; adi da kiraz çiçeğiydi.
Japonya'yı tek bir kelimeyle anlatmak gerekse bunun adi "saygı" olurdu. Rafine estetik anlayışları Japon halkını gerçekten çok farklı boyutlara taşıyor. Gördüğüm uyum, ölçülülük, güzellikler ruhumda ve zihnimde kalıcı izler bırakacak.
Japonya'dan ayrılmak zor oldu. Eve dönüş uçağında bir yanımda AblaSan, bir yanımda tatlı bir Japon. Onlarla sohbet ederken aklımdan birçok soru da ışık hızıyla geçmekteydi.
Neydi Hiroşima'yı bu kadar değerli kılan? Nazım sevgisi, çocuk sevgisi, insan sevgisi, canlı sevgisi? Öyle bir bomba patlamıştı ki tüm dünyada çığlıkları duyulmuştu. Nazım Hikmet'in ölümsüz "Kız Çocuğu" şiirinde yazdığı gibi "yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar". Küçük kız çocuğu Sadako'nun minik turna kuşları yüreğimde artık daha da bir anlam kazandı.
Japonların hayatlarına gösterdikleri özen attığım her adımda kendini belli ediyordu.
Yapıların sağlamlığı, doğa ile uyumlu yaşamanın sırları,
Goller, nilüferler, kutsal lotus çiçekleri, zen bahçeleri, pastoral hayatlar,
Tapınaklar ve tüm bunların oluşturduğu sükûnet duygusu,
Dünyanın en hızlı, en müthiş kurşun trenleri,
Yeşil ve nezih Kyoto'nun tüm dünyada üstlendiği misyon,
Miyajima Adasında med-cezir ile yaşanan ruhanilik,
Yüksek binalı, bakımlı, tasarım binaların cenneti Tokyo,
Budizmin ilk girdiği ticaret şehri Osaka,
Şinto Tapınakları ve yepyeni bir kutsal alemle tanışma,
Her biri sanki birer sanatçı olan aşçıları,
Japon usulüyle kutsal sularla arınma,
Para ve şans sembolü tilki, uzun ömür sembolü turna kuşu.
Kültürel ve tarihsel açıdan önemli olan yerlere vakit ayırarak Japonya'yı keşfettim. Duyguyu, görgüyü, bilgiyi, rengi, dokuyu tüm duyularımla hissetmeye ve anlamaya gayret ettim. Bakıp görme değil; algılama niyetiyle gerçekleştirdiğim bu kültür gezisiyle dünya algım biraz daha değişti, biraz daha gelişti. Üstün bilgi ve tecrübesiyle bizlerin bu güzel ülkeyi derinlemesine algılamasını sağlayan tur liderimiz Sayın Hülya Akal'a ve organizasyonda emeği gecen tüm Fest Travel çalışanlarına teşekkür ederim.