Edirne Kakaka / Hıdrellez Şenlikleri


Adı uzaklık, büyüklük, bir uçtan bir ucalık söz konusu olduğunda Ardahan’la birlikte anılan güzel insanların güzel şehri, memleketimdeyim gezginlerle birlikte… 

İstanbul’un yanı başında, bir payitaht… Önce bir Trak köyü Orestias, Orestiada, ardından Roma İmparatoru Hadrian’ın kenti, Hadrianapolis derken Adrianapol, Edrienepol, Edriene ve  nihayet Edirne olur adı.

Türk, Bulgar ve Yunan sınırlarının birleştiği bu şehirde Arda (Arpesos), Tunca (Tonzos) ve Meriç (Hebros) nehirleri arada bir coşkun akar tarihi köprülerinden… 

Avrupa’yı İstanbul ve Ortadoğu’ya bağlayan “Via Egnetia” yolu üzerinde olması yanında yüzyıllardan beri bir tarım merkezi, özellikle 19. yüzyıl sonlarında İstanbul’un tahıl ambarı ve mandırası olmuştur.

Edirne’yi, Edirnelilere sorarsanız size; “Eski Cami’nin yazısı, Üç Şerefeli’nin kapısı, Selimiye’nin yapısı” diye özetleseler de, Edirne’de Ekmekçizade ve Rüstem Paşa kervansarayları, Tunca ve Meriç nehirleri üzerindeki tarihi köprüleri, II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, eski bir Mevlevihane olan Muradiye Camisi, Hadrianapolis surlarından kalan en önemli hatıra Makedonya Kulesi, Bulgar Ortodoks Kiliseleri, cemaatsiz kalmış sinagoğu, susarak derin bir sessizliğe bürünmüş mezarlıkları ve suyu kesilmiş çeşmeleri ile yaşayan bir müzedir.

Sinan’ı en güzel yapısını, ustalık eserini başında taşır, tacı eder. Aksi bir kadının lale bahçesi olduğuna inanılmak istenen eski saray alanında yükselen 16. Yüzyılda Osmanlı’nın Avrupa’daki gücünü simgeleyen son sultan yapısıdır. 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan bu yapı II. Selim’in bitirilişini göremeden öldüğü mimarisi, süslemesi ve organizasyonuyla Osmanlı mimarlığının şaheseridir. Sonsuzluğu simgeleyen kubbesini sekiz fil ayağı taşırken, ortada tüm mimari geleneklere aykırı Sinan imzası on iki ayaklı müezzin mahfili yer alır. Ayakların birini yapıdan çok daha ünlü ters lale taşır. İslam’ın kutsal çiçeği, tek dalda açan tek bir çiçektir lale, Sinan’ın bilmecesidir… 

19. yüzyılda Balkanların eğlence merkezi “Küçük Paris” olarak anılan Karaağaç, Mimar Kemalettin’in en güzel gar binalarından biriyle karşılar sizi, Lozan Anıtıyla dikilir karşınıza anlatır mübadele günlerini… Pazarkule sınır kapısıyla Yunanistan’a açılan yerleşim, Lozan antlaşmasıyla topraklarımıza katılmıştır. Geniş caddelerindeki eski konsolosluk binaları çoktan sahiplerini terk etmiştir. 

“Pehlivan, pehlivan işte meydan…” diye naralar atılır Kırkpınar Meydanında. Başpehlivan Koca Yusuf ve Kurt Dereli güreşir çayırlarında… Türklerin Rumeli’yi fethiyle başladığına inanılan bu ata sporu eskiden hıdrellezden birkaç gün önce Kırkpınar ağasının esnafa kırmızı dipli mum dağıtması ile başlardı. Davet simgesi olan bu mum Kırkpınar güreşleri boyunca yanardı. 2010 yılı UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine alınan, bir gelenek haline gelen bu ata sporu yiğitliğin, mertliğin asırlardır dünyaya anlatıldığı bir yerdir.

İnsanoğlu için yüzyıllardır doğanın uyanışı ve baharın gelişi hem merak hem de neşe kaynağı olmuştur. Bu neşenin bir şenlik havasında kutlandığı en güzel yerlerden biri de Edirne’dir. “Kakava” adı verilen söz konusu şenlik Mısır ve Ön Asya kökenli bir Çingene efsanesine dayandırılmakla birlikte, baharın gelişi ritüellerinden “Hıdrellez” kutlamalarını da tanımlamaktadır. Trakya Çingenelerinin kendi inanış ve gelenekleriyle, bölgeye has kültürel ve dinsel pratiklerinin kaynaşması sonucu bugünkü halini almıştır.

“Kokulu Hava” ya da “Kahkaha”dan bozulma bir kelime olduğu düşünülen Kakava 6 Mayıs sabahına verilen isimdir. Hızır ve İlyas Peygamber’in buluştuğu, doğayı canlandırdığı gün olarak da bilinen bu tarihin Edirne için bir anlamı da Edirne’nin fetih günü olmasıdır. 

Edirne’nin fetih günü olan 5 Mayıs 1361’de güneş tutulması gerçekleşmiş, etraf karardığı için aydınlatma amaçlı ateşler yakılmıştır. Daha sonraları düzenlenen Edirne fetih günü kutlamalarında yakılan ateşler, o güne hatırlama yapan bir ateştir de aynı zamanda…

Edirne’de yaşayan Roman kökenli Çingene halkının da katılımıyla her yıl 5 Mayıs günü akşamüzeri çeribaşı tarafından hıdrellez ateşinin yakılmasıyla başlayan “Kakava” Şenlikleri 6 Mayıs sabahı gönülden kâğıda dökülen dileklerin Tunca nehrine bırakılmasıyla son buluyor. Aynı anda Hızır ve İlyas Peygamber’in buluşması ve doğanın canlanmasını kutlamış yüzyıllık bir geleneğe eşlik edilmiş olacak. Tüm bu geleneğe tanık olmak için toplanılıyor Sarayiçi’nde, sulardan medet umup çayırlarda Hızır ve İlyas’ın ayak izleri takip ediliyor. 

O senenin tüm hastalık, kötülük ve uğursuzluklarından kurtularak gelecek senenin, bir öncekine göre çok daha iyi geçmesi dilekleriyle ateşten atlanır. Kırmızı keseler içinde saklanan kâğıtlara umutlar yazılarak gül dalına bağlanır. Gün ağarmadan kalkılarak, gül dalına asılı keseler alınır ve Sarayiçi’ne, Tunca Nehri kenarına gidilir. Gün ağrana kadar bu kutlamada demlendiricinin klarnetinden çıkacak ezgilere, davul ve zurnaya ritim tutularak, gelin olmak isteyen genç kızların gelinlikleriyle oradan oraya koşuşturmasına ve en güzel dans için birbirleriyle yarışan çingene kızlarına eşlik edilir.  

Ve bitmeyecek bir son söz, “Her şey biter, Edirne bitmez…”

 

Makaleleri
Edirne Kakaka / Hıdrellez Şenlikleri

Önerdiklerimiz

OECONOMICA: ALSACE GEZİSİ
İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

Sıra dışı bir şehir jeoloji aktivitesi
Explore Ortaklığı ile Puglia
BOĞAZ’IN İNCİSİ YENİKÖY
FENER - BALAT TURU
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]