Barmenlikten İmparatorluğa: Harry’s Bar’ın Sıra Dışı Hikayesi


1928 yazı, Venedik.

Varlıklı bir Amerikalı ailenin oğlu olan genç Harry Pickering, teyzesi, onun erkek arkadaşı ve Pekinez cinsi köpekleriyle yaz tatilini geçirmek üzere Venedik’e gelirler. Dönemin seçkin otellerinden biri olan Europa Hotel’de yerleri hazırdır...

Harry’nin Boston’da yaşayan ailesi yaklaşmakta olan büyük ekonomik krize rağmen çocuklarına hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmamış, cebinde harçlığını her zaman bol tutmuşlardı. Ancak Pickeringler oğullarının durumundan pek de memnun sayılmazlardı. Zira Harry cebindeki paranın büyük kısmını alkole harcamaktaydı. Bu duruma çok üzülen Pickering Ailesi oğullarını, teyzesiyle beraber, Venedik’e bir nevi rehabilitasyona göndermişlerdi. Venedik’in ihtişamlı St. Marko Bazilikası, kanalları, piazettaları, köprüleri mutlaka oğullarının ilgisini çekecekti. Venedik’in tarihine, mimarisine dalacak olan Harry de yeni arkadaşlar da edinerek depresif yaşantısından kurtulacaktı. En azından Pickering Ailesi’nin hesapları bu yöndeydi.

Ancak Harry, Venedik’e geldikten sonra pek anlaşamadığı teyzesiyle vakit geçirmek yerine kaldıkları otelin barına takılıyordu. Gündüzleri barda pek kimselerin olmaması Harry’nin daha da çok hoşuna gidiyor, melankolinin dibine vuruyordu. Artık Harry, Europa Hotel barının müdavimlerinden olmuş, barmenler ve garsonlar Amerikalı genci benimsemişlerdi.

Europa Hotel’in barı aynı zamanda Venedikli gençler ağırlıklı olmak üzere, şehrin aristokrasisini de ağırlayan sükseli bir yerdi. Barmenleri de buna göre seçilmişti. Onlardan biri de Giusseppe Cipriani idi. 28 yaşındaki Giusseppe, hazırladığı başarılı kokteyllerin yanı sıra tatlı dili, hoş sohbeti nedeniyle de müşterileri tarafından pek seviliyordu. Giusseppe de Harry’yi artık barın demirbaşlarından bellemiş, zevkle genç adamın içkilerini hazırlamaktaydı.

Kahvaltı sonrası hemen bardaki yerini alan Harry artık alkolizmin pençesine düşmek üzereydi. Alkol düşkünlüğü nedeniyle Harry ile tartışan teyzesi ise bir gün Harry’yi orada bırakarak otelden ayrılmış ve durumu da Boston’daki ailesine bildirmişti. Pickeringler oğullarının bu durumuna karşı önlem olarak harçlıklarını kesme kararı aldılar. Artık Harry için Amerika’ya dönüş vakti gelmişti. 

Ülkesine döneceği günü beklemeye başlayan Harry artık meteliğe kurşun sıkar olmuştu. Odasından da pek çıkmıyordu. Barda onun yokluğu hemen fark ediliyordu. Barmen Giusseppe Amerikalı gencin durumuna içten içe üzülüyordu. Parası olmadığı için gelmediğini de biliyordu. Giusseppe bir gün Harry’yi otelde yakaladı ve ona içerisinde 10 bin İtalyan Lireti olan bir zarf uzattı. Harry buna bir anlam verememişti. Zira ettikleri sohbetlerden bildiği kadarıyla Giusseppe’nin bir bar açma hayali vardı ve para biriktiriyordu. O günlerde 500 Dolar’a karşılık gelen bu parayı Harry’nin ne zaman ödeyebileceği belirsizdi. Fakat barmen kafasında tüm riskleri ve paranın gelmeme ihtimalini de göze alarak Harry’ye yardım elini uzatmıştı. Harry her ne kadar utana sıkıla da olsa kabul etmek zorunda kaldığı bu parayla Venedik’teki borçlarını kapattı ve Boston’a döndü.

Aradan iki yıl geçmiştir.

Giusseppe aynı yerde, Hotel Europa’nın barında kokteyllerini hazırlamaya devam etmektedir. Amerikalı gençten bir daha ses çıkmamış, Giusseppe de verdiği borçtan ümidini çoktan kesmiştir zaten... 

Sıradan günlerden birinde bar hazırlıklarını yapan Giusseppe birden karşısında Harry’yi görür. Eski dostunun şaşkınlık ve sevinçle kucakladığı Harry mahcup bir edayla “Pepe kusura bakma maddi sıkıntılarım nedeniyle sana borcumu çok geciktirdim.” der ve Giusseppe’ye bir zarf uzatır. Zarfı açan Giusseppe bir kez daha şaşırır. “Ama burada 80.000 liret var, ben sana sadece 10.000 liret vermiştim.” diyerek zarfı geri uzatır. “Biliyorum” der Harry, “Sen 2 yıl önce kendi barını açma hayallerini öteleme pahasına bana yardım etmiştin. Şimdi sıra bende. Umarım bu para kendi barını açmana yardımcı olur.” diyerek zarfı tekrar Giusseppe’ye uzatır. “Yalnız” diye devam eder Harry, “Senden bir ricam var: Barın adı Harry’s olsun.” Çok mutlu olan Giusseppe seve seve Harry’nin ricasını kabul eder.

Akşam eve müjdeyle dönen Giusseppe ve eşi Giulietta hemen işe başlamaya karar verirler. Barın açılacağı yeri Giulietta bulur. San Marco Meydanı yakınlarında, Büyük Kanal’a çıkan ara sokaklardan birinde eski bir halat deposu Cipriani Ailesi’nin yeni barı olacaktır.

Ve 1931’in 13 Mayıs’ında Harry’s Bar açılır. 


1932’de Giusseppe’nin bir oğlu olur. Adını İtalyanca’da Harry’nin karşılığı olan Arrigo koyar.

Giusseppe Cipriani 1936 da küçük bir otel alır ve adını Locanda Cipriani koyar. Locanda Cipriani’nin müşterilerinden biri de ünlü bir yazardır: Ernest Hemingway. Hemingway burada ördek avlayarak ve “Irmağı Geçmek” romanını yazarak bir kış geçirir.

Harry’s Bar, kısa sürede sahibi Giusseppe Cipriani’nin elit müşteri portföyü, tatlı dili, sade ama şık atmosferi, spesiyalleri, ‘Bellini Kokteyli’ ve ‘Dana Carpaccio’suyla Venedik’in en özel mekanlarından biri haline gelir. Öyle ki yalnızca Venedik sosyetesini değil, dünyanın farklı köşelerinden ünlü simaları da ağırlamaya başlar. Ernest Hemingway’in dışında, Guglielmo Marconi, Charlie Chaplin, Alfred Hitchcock, James Stewart, Humprey Bogart, Orson Welles, Baron Philippe de Rothschild, George Clooney gibi dünyaca tanınmış yazarlar, sanatçılar, aristokratlar, bilim adamları Harry’s Bar’ın müdavimleri haline gelir.

Harry’s Bar o kadar başarılı ve ünlü olur ki 2001 yılında İtalyan Kültür Bakanlığı tarafından İtalya’nın milli sembollerinden biri olarak ilan edilir.

Giusseppe Cipriani 1980 yılında öldüğünde arkasında sadece dünyaca tanınmış efsane bir bar değil, dünyanın çeşitli büyük şehirlerine yayılmış, Cipriani markalı oteller ve restoranlar zinciri de bırakır...


Makaleleri
Alçıdan Altına: Buda Heykelinin İlginç Hikayesi
Barmenlikten İmparatorluğa: Harry’s Bar’ın Sıra Dışı Hikayesi
Tarihin Küllerinden Doğan Tanığı: Zeyrek Kilise Camii
HALİÇ’İN KIZIL TACI: FENER RUM LİSESİ

Önerdiklerimiz

OECONOMICA: ALSACE GEZİSİ
İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

İSTANBUL’UN KONUŞAN TAŞLARI

Sıra dışı bir şehir jeoloji aktivitesi
Explore Ortaklığı ile Puglia
BOĞAZ’IN İNCİSİ YENİKÖY
FENER - BALAT TURU
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]