
Türkiye’nin hemen her il, ilçe ve köyünde ya da yakınında bulunan ve kültürel mirasın en az tanınan anıtları olan kaleler şimdi NTV Yayınları’ndan yeni çıkan “100 Kale” isimli kitapta bir araya geldi. Kültür turizminin uzman ismi Faruk Pekin ve sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz’ın binlerce kale arasından seçtiği 100 kalenin her biri, Türkiye’nin mücevheri olarak ön plana çıkıyor. Kitap, kaleler aracılığıyla Türkiye topraklarında yaşamış olan uygarlıklara, kavimlerin kuruldukları dönemlerin sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarına ilişkin fikirler de veriyor.
Faruk Pekin’in önsözüyle...
Kitabın önsözünde imzası bulunan Faruk Pekin’e göre, Türkiye’nin koruyamadığı anıtlarının başında gelen kalelerin kesin sayısı bilinmiyor. Çoğu harabeler halinde olan bu anıtlardan bazılarının yerleşim yerlerini savunma, bazılarının kervan yolları, bazılarının ise büyük şehirlerin etrafını koruma amacıyla inşa edildiğini belirten Pekin, bu sebeplerle kalalerin her birinin boyutlarının diğerinden farklı olduğuna işaret ediyor. Genellikle içinde cami, hamam, zindan, sarnış, kuyu, kale dizdarının evi ve diğer seçkin evlerin bulunduğunu ifade eden Pekin, “Kalelerin çok azında kazı ve restorasyon yapıldığı için geçmişlerini tespit etmek ve antik bir kent olarak ziyaret etmek mümkün olmamaktadır” diyor. Pekin’e göre, kalelerden her biri yüzyıllara dayanmış kimlikleri ve duruşlarıyla, “Sizler de bizim gibi kendinizi geleceğe taşıyın” dercesine zamana meydan okuyuşlarıyla öne çıkıyor.
Biçilmiş bir kaftan
4 bin yıllık Trabzon Kalesi’nden Timur’un alamadığı “kartal yuvası” Tokat Kalesi’ne, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Payas Kalesi’nden Fırtına Vadisi’ndeki mücevher Zilkale’ye 100 kaleyi değerli fotoğraf sanatçılarının kareleriyle gözler önüne seren kitap, Türkiye’nin geçmişten günümüze taşınan kültürel mirasını daha yakından tanımak isteyenler için adeta biçilmiş bir kaftan.
Fırtına Vadisi’ndeki mücevher: ZİLKALE
Düzenli bir plana sahip değildir. Duvarlar moloz taşla yapılmıştır. Orta kale içerisinde üç önemli yapı mevcuttur. Yamuk planlı bu yapıların muhafız barınakları olduğu düşünülmektedir. İzlerden iki katlı bir yapı olduğu belirlenmiştir. Duvar kalınlığı yaklaşık iki metre ve dört kartlı olduğu düşünülen kulenin duvarları üzerinde, doğu istikametinde kemerli pencereler ve mazgar yerleri vardır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu düşünülmektedir. İç kale olarak tanımladığımız bölüm, güney istikametinde duvarlarla çevrelenmiş olan alandır. Batı yönünde dikdörtgen planlı bir burç bulunmaktadır. Yapının tarihlendirilmesi hayli zordur. Genel kanı kalenin Trabzon Kommenosları zamanında yerel yöneticiler tarafından yaptırıldığıdır. Fakat daha öncesine dair bir tarihlendirme yapılamamıştır. Osmanlıların bölgedeki hakimiyetinden sonra da kale kullanılmıştır. 16. yüzyıl tahrir defterlerinde kaleden Kale-i Zir (Aşağı Kale) olarak bahsedilmektedir. Bu kayıtlara göre kalede 30 nefer görevlendirilmiştir. Kalede bulunan iki pirinç döküm el topu önemli bir eser grubunu oluşturmaktadır. Üzerlerinde süs halkaları bulunan ve Osmanlılar’a tarihlendirilen toplar günümüzde Trabzon Müzesi’nde sergilenmektedir.
Bilgi ve fotoğraflar kitaptan alınmıştır.