
Kopenhag köklü bir geleneğe sahip, kendini ziyaret edenlere mutlaka bir şeyler sunabilen ender kentlerden biri. Oldukça yeşil, caddeleri genelde temiz. Gerçekten bir kültür, eğlence ve yeme-içme kenti. Elli dolayında müze, onlarca eğlence merkezi, yüzlerce lokanta, bar, “pub” var. Danimarkalılar kadeh kaldırırken, “Skaal” derler. Bu nedenle İngilizce’de “kadeh kaldırma” karşılığında “skaaling” terimi yaratıldı. Kopenhag çok sayıda özel uçak şirketinin yanı sıra SAS’ın merkezi durumunda. Ayrıca çok sayıda geminin uğrağı. Kopenhag-Oslo arasında gece işleyen dev gemilerin akşam yemeği büfesi dillere destan. Bu hızlı, yoğun hava ve deniz trafiği nedeniyle de Kopenhag oldukça hareketli. Nasıl günümüzde turistik açıdan Viyana Mozart, Prag Kafka satıyorsa, Kopenhag’da da Andersen pazarlanıyor. Kentin simgesi artık Andersen’in bir öyküsünün kahramanı Küçük Denizkızı. Langelinje Park’ın deniz kıyısında ufacık bir kaya üzerinde oturmuş duruyor. Heykeli 19137’te heykeltıraş Edvard Eriksen yontmuş. Heykel kente büyük katkılarda bulunan Carlsberg Birahanesi’nin kurucusu Carl Jacobsen’in hemşerilerine hediyesi. Daha önce limanın simgesi bir kuğu ile Leda heykeliymiş. Küçük Denizkızı’nın başından felaketler eksik olmamış. 1964’te başı koparılmış. Yerine kopyası konmuş. Derken o kopya baş da çalınmış. Sonra bulunmuş… Yine de Küçük Denizkızı’nı Kopenhag’a gelen herkes denizden ya da karadan mutlak görüyor. Kopenhag, gezilmesi kolay bir kent. Gezilecek yerlerin çoğu yürüyüş mesafesinde. Ayrıca isterseniz ve de seviyorsanız belediyenin hizmete soktuğu bisikletler ile de dolaşabilirsiniz. Yalnızca müzeleri dolaşabilirsiniz. “Shopping turu” yapabilirsiniz. Tekne ile “kanal turu” gerçekleştirebilirsiniz. “Birahane turu”na katılabilirsiniz. At yarışlarına gidebilirsiniz.
Kopenhag’ı gezmenin kolay ve ucuz yolu bir “Copenhag Card”ı almaktan geçiyor. Görece düşük bir ücretle elde edeceğiniz 24, 48 ya da 72 saat boyunca geçerli olacak bu kartlarla para ödemeden tren ya da otobüs kullanabiliyorsunuz, 60 dolayında müzeye girebiliyorsunuz. Ayrıca panoramik kent gezdiren otobüsler de var. Kopenhag kuzeyde bir alışveriş cenneti olma yolunda. Trafiğe kapalı mağazalar mekanı Stroget giderek büyüyor. Yalnızca yayaların dolaştığı bu cadde ve yan sokaklar müthiş canlı. Georg Jensen tasarımları, Orefor kristalleri, Royal Copenhagen mağazaları, Rosenthal ürünleri, Mat Jonasson tasarımı kristaller, Illums Bolighus Magasin adlı süper marketler, amber dükkanları, porselen, mücevher, altın, gümüş, tekstil, örgü, yiyecek-içecek mağazaları insanın başını döndürüyor. Gezimize Kopenhag’ın belediye binasından başlayabiliriz. Belediye binası önündeki meydana da adını vermiş, saati ile ünlü. 1905 yapısı, Danimarka tarzı tuğla bir yapı. Belediye binasının Andersen Caddesi tarafında Kopenhag’ın ünlü Tivoli eğlence merkezi yer alır. Tivoli 1853 yılında Londra’daki Vauxhall Bahçeleri ile Paris’teki Vauxhall-Tivoli’den esinlenen Georg Christensen tarafından kurulmuş. 80 dönümlük ışıklandırılmış bahçe içinde Pantomim Tiyatrosu, Çin Pavyonu, değişik dönemlerin ve ülkelerin mimari tarzlarını yansıtan 30 lokanta, Tivoli muhafızlarının sık sık tekrarlanan bandolu yürüyüşleri oldukça ilgi çekici. Tivoli tam cümbüş yeri. Tivoli Bahçesi’nin bir kenarında Louis Tussaud Balmumu Müzesi, batısında da 1971 yılında bitirilen sahte-Bizans mimari tarzlı tuğla bina İstasyon bulunuyor. Ancak yine Andersen Caddesi üzerinde yer alan Glytotek adlı müze ise bence Kopenhag’ın en önemli müzesi. Ny Carlsberg Glyptotek Kuzey Avrupa’da antik sanat ürünlerini içeren en önemli sanat merkezi. Sanata sahip çıkmasıyla ünlenen biracı Carl Jacobsen ve karısı Ottilia tarafından 1897’de kurulmuş. Müzede Yakındoğu, Eski Yunan, Roma ve Mısır sanat eserleri ve kalıntılar sergileniyor. Müzenin bir bölümünde Rodin’den kopya heykeller var dışarıda ise “Düşünen Adam” kopyası var. Glyptotek’in karşı sokağından yürüdüğünüzde varacağınız yer Ulusal Müze’dir. Müze Viking dönemi parçaları açısından oldukça zengin. Mutlaka görülecek yerler: Üniversite binaları ve sinagog, 12 havarinin heykelleri ile donatılmış Katedral, Slotsholmen (Kale Adası) üzerinde. Parlamento (Folketing) binası, kentin en dikkat çekici yapısı Borsa binası. Kanallar yöresini mutlaka gezmek lazım. Çok sayıda müze ve kanallar arasında tekne gezisi büyük keyif veriyor. Kopenhag müzeleri, konserleri, müzik grupları, tiyatroları, opera ve baleleri, mimari ve tasarım zenginliği, yazar, şair, müzisyenleriyle bir kültür kenti. Belleklerden gitmeyen, liman çevresindeki lokantalarda yenen deniz ürünleri ve içilen biralar.