Mardin, Güneydogu Anadolu'nun tartismasiz en çok merak edilen sehri... Bunda, Murathan Mungan'in Paranin Cinleri kitabinin etkisi mi daha çok, yoksa bu sehirde geçen popüler dizilerinki mi ya da Mardin'in kum rengi evlerinin yaygin fotograflarininki mi, tartisilir. Ama tartisilmayacak tek bir husus var, Mardin, insanin merakini bosa çikartmayacak kadar zengin, etkileyici, büyüleyici bir sehir.

" />

MARDiN: İLÇELERİ KENDİSİ KADAR ÜNLÜ ŞEHİR


Mardin, Güneydogu Anadolu'nun tartismasiz en çok merak edilen sehri... Bunda, Murathan Mungan'in Paranin Cinleri kitabinin etkisi mi daha çok, yoksa bu sehirde geçen popüler dizilerinki mi ya da Mardin'in kum rengi evlerinin yaygin fotograflarininki mi, tartisilir. Ama tartisilmayacak tek bir husus var, Mardin, insanin merakini bosa çikartmayacak kadar zengin, etkileyici, büyüleyici bir sehir.

Tabii Mardin'i tek sehir merkezi olarak degerlendirmemek lazim: sehrin içi kadar etrafi da gezilecek, görülecek, kesfedilecek mekanlarla dolu. O yüzden bu sehre geldiginizde en az 2-3 gün ayirmalisiniz kendinize ki akliniz burada kalmasin sonra göremedikleriniz yüzünden...

Mardin deyince akla ilk gelen ilçelerden biri Midyat. Günümüzde özellikle burada çekilen diziler sayesinde popülerligi yeniden yakalamis olan bu ilçe yüzyillar boyu farkli dinlerin ve dillerin kesistigi bir merkez olmus.

Tas isleme sanatinin en güzel örnekleriyle insa edilmis binalari, telkari sanatinin en basarili ürünlerinin sergilendigi çarsisi, kadinlarinin el emegi göz nuru el sanati ürünlerini sattiklari sokak tezgahlari ile insanin basini döndüren Midyat mutlaka ayak basmaniz, havasini solumaniz gereken bir memleket kösesi..

Bugün Anitli Köyü diye resmi olarak adlandirilan ama sakinlerinin halen Süryanice adi ile andigi Hah Köyü ise, hayran olunacak tas isçiliginin ayakli bir örnegi olan Meryem Ana Kilisesi için mutlaka gidilmesi gereken bir destinasyon. Kurulusu M.Ö 1000 yilina kadar geri giden bu köy, her sene "Meryem Ana'nin Intikali" ayini için dünyanin dört bir yanindan dogduklari topraklara geri dönen Süryanileri agirliyor.

Tas isleme sanatinin yine en etkileyici örneklerini bünyesinde barindiran bu manastir, özellikle ilkbaharda, binbir renkte yabani çiçekleri, buram buram kokan gülleri ile insani, adi üstünde "bahar" sarhosu yapiyor. Içeriye grup grup alinan ziyaretçiler için, bekleme alaninda geliri manastira kalan dükkanlar ve kahve-çay servisi yapilan güzel bir teras yapilmis. Vaktin nasil geçtigini anlamak mümkün degil bu tarih fiskiran mekanda.

Dünyanin en eski su kanallarinin bulundugu ve adini ünlü Iran hükümdari Dara Yuvanis'ten alan Dara Harabeleri ise, insanoglunun daglarla ve kayalarla inatlasmasinin sonucu ortaya çikmis muhtesem yontu örnekleriyle dolu bir antik kent. Mezarlari, zindanlari, kalesi, baraji, köprüsü ile zamaninin en önde gelen sehirlerinden biri olan bu mekanda, tarihin sizi çepeçevre sardigini hissediyorsunuz.

Ama buranin sadece ihtisamli tarihinde yatmiyor etkileyiciligi, ayni zamanda yakindaki köyün, gelen turistlere yaptiklari çiçekten taçlari hediye etmek (vurguluyorum, satmak degil, hediye etmek) telasindaki çocuklari, onlarla yaptiginiz sohbetler esas Dara Harabeleri'ni bu derece essiz kiliyor.

Ve Savur... Mardin'in yine ancak televizyon dizileriyle popüler kültürün dikkatini çekmis, halbuki geçmisi Eti Medeniyetine kadar uzanan bir baska ilçesi... Burada Savurlu bir ailenin evine misafir oluyor. Evin hanimi ve gelininin açtigi leziz börekleri yerken, bir yandan da onlardan Mezopotamya'nin bu medeniyet besiginin hikayesini dinliyoruz.

Süryani Killit Köyü mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken bir yerlesim merkezi... Bugün sadece 10 kisi kalmis zamaninda 3 kilisenin, 360 odali bir manastirin bulundugu, 8000 kisinin yasadigi ve artik Dereiçi adiyla anilan bu köyde...

Kalanlar da yaslilar zaten. Köy meydanindaki çinar agacinin altina attiklari sandalyede, issizligin ve terkedilmisligin hüküm sürdügü Killit Köyü'nün bekçiligini yapiyorlar. Çinar altinda onlarla yapacagini sohbet, bu topraklarin makus talihini samar gibi vuruyor yüzünüze: 1970'lere kadar civil civil olan bu köy, 1976'da göçle bosalmaya baslamis, PKK terörünün tavan yaptigi yillarda da göç geri dönüsü olmayan bir seviyeye çikmis. Çogu bugün Isveç'te yasayan Killitlilar, her yaz tatilinde, köylerine geri dönüyor ve bu binlerce yillik köye yeniden hayat getiriyorlar.

Köydeki Mor Yuhanun Süryani Kilisesi M.S. 4. yüzyila tarihlendiriliyor. Killit köyü cemaatinin topladigi kaynaklarla renove edilen kilise, ayni zamanda bahçesinde yüzlerce yillik lahitlerle de gelenleri büyülüyor. Killit Köyü, bu cografyada memleketimizin mozaiginden teker teker kopup giden kültürlerin acisini iliklerimizde hissettiriyor...


http://www.paullende.blogspot.com.tr/2011/05/mardin-ilceleri-kendisi-kadar-unlu-sehir.html
05 Mayıs 2014-Tuba Köseoglu Okçu

Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]