
İran'ı gezmek, görmek deyince iki görüş öne sürülebilir. "İran'da kadınlar örtünmek zorunda, bu nedenle ben İran'a gitmem" ya da "İran terörist bir devlet, ben onlara para kazandırtmam". Bu siyasi karakterli itirazlar İran'ı görmemek için bahane olmamalı. Kimileri için, siyasi polemik konusu olan "başörtüsü" sorun olabilir. Bir Alman, bir Fransız bu tartışmanın oldukça dışında olduğundan rahatsız olmuyor. "Derin devlet"lerin giderek güçlendiği bir dünyada ülkelerarası terörizm ise bir başka tartışma konusu. Bir gezgin böylesi siyasi tartışmaları aşmalı. Gezilerde siyasi tavır almayı yaygınlaştırdığınızda Ermeniler nedeniyle Türkiye aleyhine karar alan Fransa'ya ya da Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olan ya da darbecilerin, diktatörlerin iktidarda olduğu ülkelere de ayak basmamanız gerekir.
Gezgin, ülkeler, daha da önemlisi halklar arasındaki diyalog için en iyi ögedir. Gezginler gittikleri ülkelerin olumlu dönüşümlerinde, bazı kapıların aralanmasında etkili de olabilir.
Türklerin Anadolu'ya gelişinden önceki serüvenini, Selçukluları, İslamiyeti, daha da önemlisi üç büyük tek tanrılı dine çok önemli katkılarda bulunan Zerdüşt dinini algılamada İran'a gitmek "olmazsa olmaz" bir koşul.
İran, 1 Nisan 1979'dan sonraki resmi adıyla İran İslam Cumhuriyeti, 1 milyon 648 bin km²'lik toprağa 65 milyon nüfusa sahip. Halkın yüzde 89'u Şii Müslüman, yüzde 10'u Sünni Müslüman, diğerleri Zerdüşti, Musevi, Hıristiyan. Halkın yaklaşık yarısı Fars, dörtte biri Azeri kökenli. Ayrıca Gileki, Mazanderani, Kürt, Arap, Lur, Beluci ve Türkmen yaşıyor İran'da. Değişik şiveleriyle birlikte Farsça, Azerice, Kürtçe, Arapça, Türkçe, Beluci ve Lor dilleri konuşuluyor. 1995 tahminlerine göre Kişibaşı Gayrisafi Yerel Gelir (GDP-PPP) 4.700 USD. Tabii ki ihracatının dörtte üçünden fazlasını petrol oluşturuyor.
İran'a doğu sınırımızı geçerek karayolundan da ulaşabiliriz, Tahran'a (Tehran) uçak yolculuğu yaparak da. Deneyli gezginler "Tahran'a olabildiğince az zaman ayırıp hemen diğer kentlere gidin" derler. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tahran'ın her yönüyle tek başına İran'ı temsil edebilmesi mümkün değil. Ama tüm İran'ın en güzel müzeleri de orada. Bunlardan en önemlisi olan İran Ulusal (Arkeoloji) Müzesi, İran'ı algılamada bir köşetaşı, İran gezisinin de "highlight"ı. Tahran'da ayrıca çok güzel saraylar, parklar, camiler, medreseler, kiliseler ve de çarşılar var.
Tahran'ın hemen yanıbaşındaki en eski yerleşim yeri Rey'i gezdikten sonra Kum'a (Gom) geçebiliriz. Kum 8. İmam Hz. Rıza'nın Türesi'nin bulunduğu Meşhed'den sonra İran'ın en kutsal ikinci mekanıdır. İran Devrimi'nden sonra yönetimde olan tüm dini kadroların yetiştiği yer olan Kum'a 8. İmam Hz. Rıza'nın kızkardeşi olan Masume'nin Türbesi damgasını vurur. Bu türbeye kadınlar ancak kara çarşaflar (çador) ile girebilir. Kum kentinden sonra geçeceğiniz Kaşan kenti cami ve medreselerinin yanısıra buzevi, Borucerdi Evi'nin bezemeleri ve rüzgar kuleleri, eski surları ve Fin bahçeleri ile ünlü. Kum kentinden çıktıktan bir süre sonra ziyaret edebileceğiniz eski Zerdüşt köyü Abyaneh, UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde. Hala ayakta duran tarihi mimari dokusu ve halkının ilginç giysileri ile son derece ilgi çekici.
Artık Isfahan (Esfehan) için yola çıkabiliriz. Pierre Loti Isfahan Seyahatnamesi'nde "Kim benimle beraber Isfahan'a gül mevsimini görmeğe gelmek isterse... karşısında Alp dağlarının en yüksek tepeleri kadar yalçın, renksiz tuhaf çiçeklerle ve kısa otlarla kaplı sonsuz ovalar bulmaya hazırlansın" diye yazar.
2500 yıllık eski başkent Isfahan dünyanın en büyük meydanlarından birine ve son derece güzel köprülere sahiptir. İran el sanatlarının en güzel örneklerini sergileyen çarşılarla çevrili Nakş-i Cihan ya da İmam Meydanı'na üç yapı damgasını vurur. İmam (Şah) Camisi, Ali Gapu Sarayı ve çini panoları ile ünlü Şeyh Lütfullah Camisi. Isfahan'da ayrıca Cuma Camisi, Sallanan Minareli Cami, eski Zerdüşt ateş tapınağı, Haşt Beheşt ve Çehel Sütun Sarayları, Ermeni Vank Katedrali, Sio Se Pol, Kacu ve Şehristan diğer görülecek yerler arasında.
Isfahan'dan sonra Marco Polo'nun "soylu kenti", UNESCO'ya göre dünyanın en eski mimarlık eserlerine sahip ikinci kenti olan Zerdüşt dini merkezi Yezd'e gidip orada "kanat" diye adlandırılan yer altı su sistemini, Seyyid Rükneddin ve Emir Çakmag külliyelerini, Ateş Tapınağı ve Sessizlik Kulelerini, Cuma Camisini, Devlet Abad Bahçesi'ni görebilirsiniz.
Yezd'den sonra gidilecek yer tabii ki şiir ve gül kenti Şiraz olur. Yezd-Şiraz yolu üzerinde de Pasargad'da Kuroş (Cyrus) Mezarını, eski saray kalıntılarını, Nakş-i Rüstem'de dört kral mezarı ile harika kaya kabartmalarını ve ateş tapınağı olduğu varsayılan bir kübik yapıyı ve Nakş-i Recep kabartmalarını gezmeniz gerekir. Ama bu yol üzerinde esas İran gezisinin incisi Persepolis (Taht-ı Cemsid) yeralır. İran'ın bir başka incisi Bam'ın kerpiç kalesi ve surları.
İran'da ayrıca Kerman'ı, Mahan'ı, Hamadan'ı, Meşhed'i (Firdevsi ve Ömer Hayyam türbeleri) Kermanşah'ı, Susa'yı, Gazvin'i gezebilirsiniz. Bu geziler sırasında diğer ilginç yerler ise çarşılar, lokantalar, nargile kahveleri, parklar ve havuzlar...
İran, Türkiye yurttaşlarından vize istemiyor. Geziler oldukça güvenli. İranlılar konuksever. FEST Travel İran kültür gezilerine başlamış durumda.