ÇİN


Çin, Marco Polo'dan bu yana gizemli Uzakdoğu'nun masalsı ülkesi. Avrupa için ipek, çay ve porselen diyarı ya da bir sömürge bölgesi. Ancak tarihsel gerçeklere bakarsak, yaklaşık dört bin yıldır kesintisiz süren bir uygarlığa sahip. Ona en fazla yaklaşan ülke ise, Hindistan. Mezopotamya, Mısır, hatta Anadolu uygarlıkları kesintiye uğramış, oysa Çin'de önemli kesintiler yok.

9.6 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle dünya topraklarının yaklaşık ondörtte birine sahip. Nüfusu, yaklaşık 1 milyar 300 milyon. Yani dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri.

Şu anda Çin'de kişi başına düşen gayrisafi ulusal gelir yaklaşık 3.600 USD (PPP). Bu da çok anlamlı değil. Çünkü Çin, son 10-15 yıldır yüzde 10-12'lik büyüme hızıyla dünyanın en hızlı gelişen ülkesi. Büyüme hızında ABD'yi geride bırakmış durumda. "Uyuyan dev" uyanıyor. Uyanınca ne olacak? O da dünyanın sorunu.

Uzaktan bakınca tablo çok olumlu görünüyor. Ancak yeni liberalleşme merkeziyetçi, planlı, siyasi bir ortamda "vahşi kapitalizm" olarak gelişiyor. Yeni yeni oluşan sınıf ve tabakalar ve Batı-Doğu arasındaki, kent ve kır (nüfusun üçte ikisi hala kırsal bölgelerde yaşıyor) arasındaki çelişkiler yoğunlaşıyor, eşitsizlikler artıyor. Bazı temel gıda sorunları büyüyor.

Çin, şu anda dünyanın yeniden keşfedilen bölgeleri arasında. Yılda yaklaşık 40 milyon kişi Çin'i ziyaret ediyor. Çin denilince aklımıza Çin Seddi, Büyük Kanal, İpek Yolu, ipek, çay, porselen, Çin mutfağı, Çin resmi ve Çin yazısı gelir. Şu anda Çin'in en fazla, doğu bölgeleri geziliyor. Oysa İpek Yolu, Tibet, Yangçe nehri boyları da son derece ilginç. Çin'in doğu kesimini içeren ve Beycing, Şian, Şanghay, Guilin, Hong Kong bölgelerini içine alan turlar en klasik olanları.

Çin'in ana giriş yeri Beycing (artık Pekin denilmiyor, geçmişteki Hıristiyan misyonerlerin yanlış okumaları, Wade-Giles sistemi tarihe karıştı, Pinyin sistemi kullanılıyor). Beycing, bir dünya tiyatrosu. İlk çekirdeğini Kubilay Han'ın (ki Kubilay döneminde sarayda Çince konuşulurmuş) kurduğu kent, ızgara planlı yerleşim örneği. Ancak uçaktan inip şehre doğru gitmeye başlayınca kitaplardan, masallardan aklınızda kalan Beycing'i bulamazsınız. Her yer ufak karo kaplamalı binalarla, son 5 yılda dikilen yüksek yapılarla doldurulmuş durumda. Kafanızdaki Çin'i ancak "kurtarılmış bölge" gibi korunan bazı çevrelenmiş yerlerde görebilirsiniz. Ama bunlar bile sizin Beycing'e neden gelmeniz gerektiğini anlatmaya yeter.

Gelin sizinle Beycing'de 3 günlük bir gezi yapalım. Birinci gün tabii ki Tiananmen (Göksel Barışın Kapısı) Meydanı'na gidilir. Dünyanın en büyük meydanı. Ortada Halk Kahramanları Anıtı, Mao Zedong'un Anıtmezarı, kenarlarda Halkın Büyük Salonu (Parlamento Binası), Çin Tarih ve Devrim Müzesi ve Yasak Kent'in girişi. Meydanın en ilgi çekici kişileri o müthiş renkli Çin uçurtmalarını uçuranlar.

"Son İmparator" filmine konu olan Yasak Kent ya da Kraliyet Sarayı bugün Saray Müzesi olarak adlandırılıyor. 1407 yılında yapımına başlanmış, 200 bin işçi ile 13 yılda tamamlanmış. Yaklaşık 100 hektar. Etrafı 50 m genişliğindeki hendek ve 10 m yüksekliğindeki duvarlar ile çevrili. Ming ve Çin Hanedanı'nın 24 imparatoru burada yaşamış. Şöyle bir gezivermeniz 2 saat alıyor. Ama işte burada size göre gerçek, hayallerinizdeki Çin'i yaşıyorsunuz.

İmparatorun büyük törenlerini gözünüzde canlandırıyorsunuz. Bir ara sayıları 9 bine çıkmış hadım harem ağaları, haremdeki dedikodular, haremde cariye boğdurmalar, saray darbeleri... Herşey yeniden canlanıyor.


Artık yorulmuşsunuzdur. Öğle yemeği için ünlü Beijing Hotel'e gidilir. Pekin ya da Kantonez ya da Şandong ya da Sezuan... Seçim size ait.

Öğleden sonra, hele hava güzelse ver elini Beycing merkezi dışındaki Yazlık Saray. Kunming Gölü kıyısında değişik pagoda tarzlı Çin köşklerinden oluşan bu sarayın 700 m'lik; tavanı resimli, kenarları açık Uzun Koridor'u ile yandan çarklı Mermer Tekne'si son derece ilginç.

İkinci gün sabahtan bana göre dünyanın en ilginç kutsal yapılarından Gök Tapınağı'na gideriz. Üç ayrı yapının en güzeli lacivert yuvarlak pagoda Dua Salonu. Oraya kadar gitmişken niye son derece renkli Hongçiao Çiftçiler Pazarı'na gitmeyelim. Tapınak denince tabii ki Lama ve Konfüçyus tapınakları es geçilemez. Sömürgecilik dönemini anımsatan Yabancı mahalleleri ve Eski Kent'i de bu arada unutamayız. Hâlâ vakit kaldıysa Marco Polo Köprüsü ve Öküz Caddesi'ndeki kubbeli camilere alışmış bizler için çok şaşırtıcı olan pagoda tarzlı Cami'ye gidilir.

Üçüncü gün mutlaka Beycing dışına gidilmelidir, Ming Mezarları'nı, ünlü Ruhlar Yolu'nu ve Çin Seddi'ni görmek üzere. Çin Seddi hepimizin çocukluk hayali. Ancak Çinliler Çin Seddi'nin bir çok yerini çok parlak, aşırı biçimde restore ediyorlar. Bu nedenle en iyisi Çin Seddi'ni Mutianyu yakınlarında dolaşmak.

Ünlü Pekin köpeği artık ortalarda görülmüyor. "Elveda Cariyem" adlı, Türkiye'de de çok sevilen filme konu olan Pekin Operası ise gösterilerini sürdürüyor hâlâ. Pekin ördeği, en leziz örnekleriyle her yerde karşınıza çıkabiliyor.

Çin'de dinsel yaklaşımlar 1949 sonrasında gerilemiş. Yine de Konfüçyüs yaklaşımı, Daoizm, atalara tapma, Şamanizm, Budizm, Müslümanlık, Hıristiyanlık geçerli. Çin'de Mandarin temelli standart Çince geçerli olmaya başlamış. Ancak Han soyu dışında 55 değişik etnik topluluk kendi dillerini konuşuyor. Çin çok dilli, çok dinli, çok kültürlü bir mozayiğe sahip. Kentlerde ancak bir çocuk sahibi olmaya izin veriliyor. Eğitim düzeyi kırsal kesim dışında oldukça yüksek.

Son yıllardaki dikkatsiz yapılanma nedeniyle özdokusu bozulmuş olsa bile Beycing mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Bence daha fazla beklemeyin.


GATE Dergisi
05 Mayıs 2002-FARUK PEKİN

Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]