Beklenen oldu. Dünyanın en çok satan yazarlarından Dan Brown’ın 14 Mayıs’ta görücüye çıkan kitabı “Cehennem” en çok satan kitaplar listesinde ilk sıraya oturdu.
" />
Kitap İstanbul'u bu yaz dünyanın en popüler kenti haline getirebilir, zira macera bu sefer Ayasofya'ya ve Yerebatan Sarnıcı'na kadar uzanıyor. 2009'da İstanbul'a geldiğinde ünlü yazarı İstanbul'da gezdiren rehber Serhan Güngör'le, "Cehennem"i ve "Cehennem Turu" planlarını konuştuk…
"Cehennem" kitapevlerindeki raflarda yer almadan evvel Dan Brown'ın bütün kitaplarını Türkiye'de yayınlayan Altın Kitaplar'ın ortakları Erden Heper ve Batu Bozkurt Aktüel'e yazarı 2009 yılında Türkiye'ye davet ettiklerinde yazarın özellikle Ayasofya'dan çok etkilendiğini söylemişlerdi. Fakat romanın içeriğine dair bilgi almaya çalışırken yazarın İstanbul'dan esinlenme ihtimali olup olmadığına dair sorumuzu yayın öncesi gizlilik sözleşmesi gereği yanıtsız bırakmışlardı. Kitap raflarda yerini aldıktan sonra büyük sürpriz ortaya çıktı.
Kitapta epeyce İstanbul'a özellikle de Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı'na değinildiği ortaya çıktı. Brown'ın roman kurgusunda görmeye alıştığımız şifrelerin çözümlendiği en önemli saç ayaklarından ikisi bu sefer Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı'nda geçiyor. Roman kahramanı simge bilimci Robert Langdon hızla artan dünya nüfusunu azaltmaya yönelik tasarlanmış biyolojik silahı bulma macerasında bu sefer Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı'na uğruyor.
Bu yaz sırf bu kitap sayesinde İstanbul'a ciddi bir turist akımı yaşanabilir. Zira Brown'ın daha önceki romanlarında geçen mekanlara ev sahipliği yapan Paris ve Washington'da da roman kurgusuna uygun olarak tasarlanan turlara ciddi rağbet olmuştu. Altın Kitaplar'ın isteği üzerine Dan Brown'ı geçtiğimiz yıllarda İstanbul'da geldiğinde üç gün boyunca gezdirmiş olan rehber Serhan Güngör Aktüel'e verdiği röportajda " Yazar verdiğimiz bilgilerden bir şekilde etkilenir de İstanbul'u öyküsünde mekan olarak geçirirse bunun İstanbul'a müthiş ve kalıcı bir etkisi olur diye düşünmüştüm. Maksimum performansla kendisini etkilemeye çalıştım ve gördüğüm kadarıyla başarılı da olmuşuz. Bu Altın Kitaplar, bünyesinde yer aldığım Fest Travel ve benimle birlikte yürüyen bir takım çalışmasıydı ve yazarı o yıl (2009) çok iyi ağırladık" diyor.
Cehennem'in İstanbul'u batı merkezli, oryantalist bakış açısından tasvir etmemiş olmasını önemli bir artı ve daha önceki yaklaşımlara göre önemli bir fark olarak değerlendiriyor Güngör. Zira İstanbul'da Kapalıçarşı dâhil bazı mekânlarda da çekilen son James Bond filmi "Skyfall"da şehri oryantalist bir bakış açısı ile gösteren sahneler epeyce eleştiriye konu olmuştu. " İstanbul'dan da çok keyifli bahsediyor, benim göstermeye çalıştığım İstanbul'u algılamış, bu beni çok mutlu etti. Onun öyküsü de tarihi bir öykü değil, günümüzde geçiyor günümüzün kozmopolit İstanbul'unu çok iyi yakalamış. Örneğin romanda İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Yerebatan Sarnıcı'nda konser verirken biyolojik silahı bulmaya çalışan roman kahramanı simge bilimci Langdon Yerebatan sarnıcına iniyor. Tam bu esnada da orkestra Inferno'yu, Dante'nin Cehennemi'ni çalıyor."
Güngör ile bu kitap üzerinden hareketle bu yaz için bir "Cehennem" turu düzenleme ihtimalini de konuşuyoruz. Rehber kitapta İstanbul'un geçtiğini görür görmez Türkiye'ye ilk kültür turu kavramını sokan Fest Tur'la birlikte bu kitap kurgusundan hareketle kitapta adı geçen mekanlar olan Sultanahmet, Yerebatan Sarnıcı ve Ayasofya'yı içine alacak bir turu en geç bir ay sonra hayata geçireceklerini söylüyor. "Rönesans İtalya'sının İstanbul'daki izleri ile ilgili İstanbul turları yapacağız. Ayrıca düzenleyeceğimiz tur kitap çerçevesinde yer alan kurgu üzerinden gerçekleşecek. Bir de yazarı gezdiren rehber olarak tura katılanlara yazarla olan anılarımı paylaşacağım. Yazarın gözlemlerine, gezdirdiğim yerleri nasıl algıladığına, neyi özellikle gözlemlediğine ve daha sonra bunu edebiyat eseri olarak nasıl ortaya çıkardığına değineceğim" diye de ekliyor.
