Japonya’dan Kalan

Japonya’dan Kalan


“Döndüm ki döndüğüm yerde değilim” demiş Enis Batur. Ben de Japonya’dan dönünce baktım ki  dönen ben değilim!  

Dolu dolu geçen sekiz günlük bir seyahatten sonra ben de daha doluyum biliyorum. Benim için soru işaretleri ile dolu Japonya biraz daha görünür ve anlaşılır oldu. Yaşamın aynı hızla aktığı dünyanın bizden çok uzak bu köşesine ait bazı şeyler zihnimde yerine oturdu. 

Tek kelimeyle anlatmak istersem Japonya dünyanın en kibar ve en zarif insanlarının ülkesi. Bir ayakları geleceğe basarken diğer ayakları ile sıkı sıkıya geleneklerine tutunan bu insanlar aynı zamanda da yüksek tevazu sahibiler. Çok yüksek kişi başı gelirlerine rağmen oldukça minimalist yaşıyorlar. Gösterişten uzak, sade sakin ve abartısızlar. Gürültüsüzler. Ne gittiğimiz restoranlarda ne cafelerde ne de bindiğimiz trenlerde yüksek sesle konuşanı, bağırıp çağıranı duymadık. Gittiğimiz her yerde, en pahalı alışveriş mağazasından en ucuz dükkanlara kadar her tür restoranda ve otelde kapılarda karşılandık. Başlarını eğerek selamlamaları ve bunu tekrar tekrar yapmaları alışık olmadığımız çok ilginç bir durum. İnsana iyi hissettiriyor ve bir süre sonra siz de başınızı eğerek selamlaşmaya başlıyorsunuz.

Öylesine temizler ki yerlerde bırakın çöp parçasını kuru yaprak bile görmedim desem yeridir. Kurdukları sistem tıkır tıkır işliyor. Tüm ülkede açıktaki çöp kutularını, konteynırlarını kaldırmışlar. Herkes çöpünü evine götürüyor ve ayrıştırıyor. Sonra da belediye hizmetleri evlerden belli günlerde ayrıştırılmış bu çöpleri topluyor. Bizler de bu kurala uyduk ve gün içinde çıkan artıklarımızı çantamızda taşıdık. Dünyanın hiçbir yerinde görmediğim bu çözüm gezegenimiz için de çok faydalı değil mi?

Tuvaletlerinden söz etmeden geçmek olmaz! Isıtılmış, ergonomik klozetlerinin yanında bir kumanda paneli var ve buradan temizlik işlerinizi ister soğuk suyla ister sıcak suyla isterseniz basıncını değiştirerek kullanabilirsiniz. Ayrıca müzik, su sesi oluşturulabiliyor. Ben yaştakilerin Japonya’da tuvalete gözlüksüz gitmelerini hiç tavsiye etmem. Yoksa bütün bu nimetlerden mahrum kalabilirsiniz. İnsan konfora çabucak alışıyor ve onu arıyor. Dönünce yokluğunu hissettiğim şeylerin başında geldi desem yalan olmaz. 

Japonların dinleri diyemeyeceğim ama inanç sistemleri Şintoizm. Aynı zamanda Budist olabiliyorlar. Budizm inancını taşıyanda çok fazla. Ülkede hem Şinto tapınakları var hem Budist tapınakları var. Öldüklerinde Şinto bile olsalar Budist inanışına göre yakılıyorlarmış. Şintoizm’de  bir tanrı yok ama her şeyin bir ruhu var. O yüzden canlı cansız, insan hayvan her şeye ve herkese karşı son derece saygılılar. Atalarının ruhu onlar için çok önemli. Evlerinin bir köşesinde babalarının ruhu için bir köşe yapıp onu onurlandırırlarmış. Biraz Şamanizmi andırıyor. Dillerinde ki “Kami” sözcüğü de sanırım buradan geliyor. Kutsal ruh anlamında, Tanrı karşılığı olarak Kami diyorlar.   

Tokyo şehrini ise en kolay şöyle tarif edebilirim. Hepimizin çok iyi bildiği New York şehrini alın köpürte köpürte sabunlu sularla yıkayın yağlı kirinden arındırın. İşte size Tokyo!   Birer mimari harikası olan çok yüksek gökdelenleriyle kat kat otoyollarıyla, plazaların hemen dibinde neredeyse orman olmuş parklarıyla ve de neon ışıklarıyla dolu tıklım tıklım meydanlarıyla New York’tan farksız. Müzeleri, restoranları, meraklısına sürprizler sunma potansiyeli olan gece hayatıyla belki de dünyanın en büyük metropollerinden biri!

İnsan ömrünün çok uzun olduğu ve nüfus artış hızının eksiye düştüğü Japonya’da evlerde artık çocuklardan çok evcil hayvan bulunduğu söyleniyor. Yeni nesil bu geleneksel yapının ne kadar içinde bilmiyorum ama manga denen çizgi romanlarla ve animeler le çevrili dünyaları onları en marjinal kılıklara sokmuş. Bilgisayar oyun makinelerinin başında yemek yemeyi unuttuklarından hiç kuşkum yok. Oyun makinelerinin salonlarına girmek kafanızı başka bir gezegene sokmak gibi…

Sakuralar ise sadece kiraz çiçeklerinden ibaret değil. Bir felsefesi var. Bir anda pembenin her tonunda açan kiraz çiçekleri dantelden bir tül gibi muhteşem bir güzellik sergiliyorlar baktığınız her yerde. İnsanın ruhuna endorfin pompalıyorlar. Sakura zamanını Japonlar da yıl boyu bekliyor. Kiraz çiçeklerinin altında hep birlikte piknikler yapıyorlar ve festivaller düzenliyorlarmış. Maalesef bu güzellik bir hafta bilemediniz en fazla on gün sürüyor. Gençliğin güzelliğin de çok çabuk geçip gitmesi gibi…

Hayat izin verdi, Sakuralar bizi kabul ettiler ve Japonya yolumuz açıldı. Önce pandemi, hastalıklar kayıplar, depremler ve ekonomik kriz engeller çıkarsa da gerçekleşen niyetimiz için sonsuz şükürle! 

8/4/2023


 -  Ayşegül C.

Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]