
Hatay ilinin merkez ilçesi Antakya tarihi kalintilari, dogal güzellikleri, inanç yelpazesiyle özel bir seyahat rotasi. Ziyaretçilerine zengin bir mozaik koleksiyonu, lezzetli yemekler sunan renkli bir diyar. Tuba Köseoglu Okçu, ilçeye gideceklere 20 öneride bulundu.
Antakya seyahatimiz firelerle basladi, ekibimizden birkaç kisi son anda gelmekten vazgeçti. Antakya’da oldugumuz süre boyunca ise cep telefonlarimiz kaygili tanidiklarimizin aramalariyla susmak bilmedi. Onlara sürekli anlattigimiz ise, Antakya’da degil bir savas, en ufak bir huzursuzlugun bile yasanmadigiydi.
Maalesef Antakya ve tüm Antakyalilar olmayan bir savasin gölgesinde yasiyorlar su sira. Bu az bulunur tarihi zenginlige ev sahipligi eden muhtesem sehir turistlerle dolup tasacagina, müzelerde ve ören yerlerindeki sessizlik ve issizlikla bogusuyor. Yine de Antakyalilar için, gündüz ve gece yasam çok hizli, hareketli ve renkli devam ediyor, tek eksikleri sehri kesfetmeye gelen gezginlerin azligi. Kadinlarin sosyal yasamda adeta basrolde yer aldigi bu canli sehrin karsilastigimiz her bir sakini, yasanmayan bir savasin gereksizligini anlatip duruyor her misafire. Onlara ve sehre kulak verdiginizde ise, etkileyici bir inanç yelpazesi, örnek alinasi bir kardeslik ve yüzyillarin getirdigi bir zenginlik sizi bambaska bir dünyanin kesfine yönlendiriyor.
1 Önceden bilgi edinmek isteyenler için Hüseyin Türk’ün yazdigi, Kaknüs Yayinlari’ndan çikmis olan “Anadolu’nun Gizli Inanci Nusayrilik” isimli eseri tavsiye ederim. Kitap sadece Antakya’nin Sünnilerden sonraki ikinci en büyük cemaati olan Nusayrileri anlatmakla kalmiyor, ayni zamanda Antakya’nin tarihi ve kültürü açisindan da çok zengin bilgiler içeriyor.
2 Antakya denince birçoklari için ilk akla gelen güzel yemekler... Zengin Antakya mutfagini deneyimlemek için sehrin merkezindeki Sveyka Restaurant ve Anadolu Restaurant en dogru iki adres olacak. Sveyka, yenilenmis eski bir Antakya konaginda, güzel yemeklerin yani sira ayni zamanda otantik bir ortam sunuyor.
3 Muhammara, oruk (Antakya usulü içli köfte), patlican ezme, humus gittiginiz her lokantada meze olarak zaten sizleri hazir bekliyor. Ana yemek olarak ise özellikle tepsi kebabini, Halep kebabini ve kâgit kebabini mutlaka denemelisiniz.
4 Antakya ve tatli denince ilk akla gelen tabii ki künefe. Sehrin merkezi künefe dükkânlari ile dolu ve hepsi de gayet lezzetli künefe yapiyor.
5 Uzun Çarsi’daki Çinaralti’nda Yusuf Usta’nin közde künefesini tatmadan sakin geri dönmeyin. Közde pismis künefeyi bir daha bulmaniz zor...
6 Künefenin gölgesinde kalsa da, Antakya’nin bir baska ünlü tatlisi da “kireçte kabak tatlisi”. Bir kez de kireçte kabak tatlisina sans verin, hiç pisman olmazsiniz.
7 Konaklamak için otantik bir mekân ariyorsaniz, eski bir sabun fabrikasindan otele dönüstürülmüs Savon Butik Otel dogru bir seçim olabilir. Sehrin tam merkezinde yer alan ve 4 yildizli Büyük Antakya Oteli de özellikle büyük gruplarin konaklamasi için yerinde bir seçim olacaktir.
8 Içindeki zengin mozaikler nedeniyle çogu zaman Antakya Mozaik Müzesi diye yanlis adlandirilan Antakya Arkeoloji Müzesi mutlaka ziyaret etmeniz gereken mekanlardan biri. Sehrin ana meydaninda yer alan müze, 1932-1948 yillari arasinda bölgede yapilmis kazilarda elde edilen eserlere ev sahipligi yapiyor. Dünyanin en zengin ikinci mozaik koleksiyonunu barindiran müzede, ayrica ünlü Antakya Lahdi de yer aliyor. Müzenin girisindeki magazada müzeyle ve Antakya ile ilgili zengin kaynaklar bulmak mümkün.
9 Sehre tepeden bakan ve Antakya’daki ilk Hiristiyanlarin gizli toplantilari için kullandiklari ve Hiristiyanlarin en eski kiliselerinden biri sayilan St. Pierre Kilisesi ise maalesef Agustos 2013 sonuna kadar bakim ve onarim nedeniyle kapali. Yine de kapisina kadar gidip, oradan sehri seyretmek için bile ziyaret edilebilir.
10 Sehrin içindeki St. Paul Ortodoks Kilisesi yine dünyanin en eski kiliselerinden biri olma özelligini tasiyor. Tabii yasanan depremlerden zarar gören kilisenin bugün gördügümüz hali 19. yüzyildan kalma ama tamiri için dönemin padisahinin gönderdigi ferman, dilek kuyusu ve bilgi vermeye istekli candan görevlileri ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken mekânlardan biri.
11 Antakya maalesef bugün sehircilik ve binalar açisindan çok estetik bir görüntü sergilemiyor. Bununla birlikte, sehrin bugün neredeyse harabe halinde olan ama bir el atilsa Italya’nin, Malta’nin, Portekiz’in gezmeye doyamadigimiz eski dar sokaklarindan hiçbir farki kalmayacak eski sokaklarinda mutlaka gezmelisiniz. St. Paul Kilisesi ziyaretinden sonra böyle bir gezi çok keyifli olacaktir
12 Antakya’nin çok kültürlülügünün en güzel örneklerinden biri de Habib-i Neccar Camii. Anadolu topraklarinda insa edilen ilk cami olma özelligini tasiyan, bir pagan tapinagi üzerine kurulmus ama yine depremler nedeniyle yikildigi için bugün 19. yüzyildan kalan halini gördügümüz bu camide, Hiristiyanliga geçen ve dini inanisi nedeniyle basi kesilerek sehit edilen ilk Antakyali Habib-i Neccar’in türbesi yer aliyor. Sehir merkezine arabayla 10-15 dakikalik mesafede olan Harbiye’de ise, “selale” ismiyle anilan bölge, özellikle çok sicak yaz günlerinde halkin serinlemek için geldigi önemli bir merkez. Daglardan gelen tertemiz sularin siril siril aktigi bu bölgede, kahvaltidan aksam yemegine ya da sadece bir fincan kahveye kadar her türlü yeme içme ihtiyacinizi karsilayacak birçok mekân mevcut.
Sehrin etrafini da gezin...
13 Antakya gezisini tabii ki sehirle sinirlamamak gerekiyor. En basta gidilecek yerlerden biri Samandag. Dünyanin ilk tüneli olan ve MS 69’da baslayip 79’da 1000 kisilik esir ordusunun el emegiyle kayalara açilmis bu tünel, Roma döneminde daglardan inen sularin sürükledigi tortularin limani doldurmamasi için insa edilmis. Ayni zamanda siki bir trekking yolu da sayilabilecek bu tüneli mutlaka görmelisiniz. Yol boyunca daglardan inen sularda sogutulmus meyve ve içecek satan köylüleri gördügünüzde inanin çok mutlu olacaksiniz. Tünelin en ucunda ise yine Roma döneminden kalan kaya mezarlari ve Besikli Magara’yi bulacaksiniz. Tünelin ilk baslangiç yerinden Akdeniz’i seyretmek de cabasi.
14 Samandag’a gelmisken, Aknehir beldesindeki St. Simeon Manastiri’ni da görmek lazim. 541-592 yillari arasinda buradaki sekizgen manastirda 36 metrelik bir sütunun üzerinde yasadigi rivayet edilen Aziz Simeon’a adanmis olan bu manastirdan günümüze kalanlar, manastirin etrafindan tepelere konumlanmis onlarca rüzgâr türbini ile muhtesem bir görsellik sunuyor.
15 Samandag yaz mevsiminde plajlari ile Antakyalilarin çok tercih ettigi bir yöre, tabii kisin oldukça issiz oluyor. Hem otel hem restoran olan Dervisan Tesisleri’nde bir degisiklik yapip Akdeniz’den yeni tutulmus baliklardan ve tanesi sadece 10 TL olan jumbo karideslerden tatmadan sakin dönmeyin derim.
16 Samandag’daki çesitli Nusayri ziyaret evlerine de eger açiksa gidebilirsiniz.
17 Nusayri evlerine distaki kapidan girerken dahi ayakkabilarinizi çikarmaniz lazim inanis geregi. Eger ziyaret evlerinin etrafinda üçer kere dönen arabalar, insanlar görürseniz sasirmayin, bu da bir baska gelenek.
18 Organik ürün meraklilari için Vakifli Köyü mutlaka gidilmesi gereken bir adres. Yörenin en eski Ermeni köylerinden biri olan Vakifli’da hâlâ 150 hane yasiyor. Güzel bir kilisenin ve sakin bir kahvenin merkezi konumda yer aldigi bu köyün halki tarafindan elde yapilan nar eksisi yörenin en lezzetlisi olarak biliniyor. Ayrica limon surubu, portakal surubu ve baska bir yerde bulmasi zor olan “halhali” zeytini için de en dogru ve güvenilir adres Vakifli Köyü.
19 Antakya’dan hediye olarak ne alabilirim diye soruyorsaniz, sehrin merkezindeki Uzun Çarsi sizi çesitli alternatiflerle bekliyor olacaktir: Antakya’nin ünlü ipeklerinin her türü, çesit çesit baharat, nar eksisi, zeytin ve özellikle büyük, iri ama çok çok aci yesil biberler gezginlerin en revaçta olan alisveris seçenekleri.
20 Hatay’da havalimani var ama tavsiyem Adana’ya uçakla gelip, Antakya’ya karayolu ile gitmeniz yönünde. Zira bu sayede üç çok önemli eseri daha görme firsatiniz olacak:
Adana-Antakya yolunun 107. kilometresindeki Payas’ta bulunan ve yenileme çalismalari halen devam eden Sokullu Mehmet Pasa Külliyesi bir Mimar Sinan eseri olarak sizi büyüleyecek.
Yasar Kemal’in eserlerinde bahsi geçen Anavarza ise azameti ile sizi kendinizden geçirecektir.
Kral Asistavandas’in Geç Hitit döneminden kalma yazlik sarayi Karatepe, günlük yasami yansitan tek Hitit kalintisi olmasi itibariyle mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.